Metallica – Death Magnetic (2008)
Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli ProfesörEvet sevgili okurlar, bundan gayri deliprofesor.com‘da yeni bir döneme geçmiş bulunuyoruz. 2 önceki yazımda tembelliğimden ötürü, bana belden aşağı sözlerle onur zedeleme bazında devinimde bulunan sevgili Buzcevheri‘ne teşekkürü bir borç biliyorum. Geçen System of a Down yazımdan önce “Kuşu kalkmaz, kuşu kuşu kalkmaz.” sözleriyle enzim görevi görerek beni yazı yazma isimli tepkimeye iten Buzcevheri’nden sonra dün de Kabakmeltemi‘nin nazikçe yazı isteğiyle bu girdiye dokunmaya başladım. Girdiye dokundukça, deniz kumundan yapıldığını farkettim, zira çok çabuk aşınıyordu. Ben de gidip derhal çimento katkısı yaptım. Görüldüğü üzere Buzcevheri hocam, bir insana Kabakmeltemi’nin yaptığı gibi tatlı dille de yazı yazdırılabiliyor. Bir Rottweiler’ı kan içirerek dövüştürmekle, okşayarak dövüştürmek aynı olmaz bittabi. Lakin mühim olan iyi niyet değil midir? Çok zehir zembereksiniz hocam, gorkuyorum. Blog, vurdurarak çalışan araba kıvamına geldi yalnız. Sağdan soldan bi iki el atıp iten olmazsa çalışmıyor gibi. Tabi bi okur Biyodizel katarken, diğeri nitro katabiliyor.
Yaklaşık 2 yıldır Metallica albüm çıkardı/çıkaracak safsatasını sürekli tekerrür halinde dalga dalga duyuyorum. Metallica’ya azıcık ilginiz varsa siz de benim kadar duymuşsunuzdur. St. Anger‘daki hayal kırıklığının üzerine açıkcası pek de heyecan uyandıramıyorlardı bende. Hele ki o “Bakın zor durumdayız, bu albümü böyle b.ktan çıkardık ama bi sebebi vardı.” manasına gelen Some Kind of Monster belgeselleri, bende o Metallica’nın kusursuz stüdyo, eğlence dolu garaj hayatı fantezisini sarsmıştı. Tabi ki bu denli önemli bi stüdyo sürecinde anlaşmazlık olmamasını düşünemeyiz ama esas kurucu 2 oğlan Lars ve James neredeyse kanlı bıçaklı düşman gibiydi. Nedir yani kardeşim, sonuçta bu bir zevk, bi keyif işi olmalı. Size eziyet haline geldiyse, dinleyicilere de o yırtılıp giden sesle, boğulup giden çalgılarla eziyet yaparsınız, kendinize acıttırırsınız. Terapi özelliğini müzik değil de, kel ve gözlüklü standart bir terapistin uyduruk kaydırık telkinleri taşıyorsa harbiden yapmayın bu işi.
Elindeki tek hata yapma kredisini St. Anger’da James’in psikolojik manyaklığı sebebiyle harcayan Metallica, bu sefer elinde resmi bir albüm çıkış tarihiyle (12 Eylül Cuma) ve tüm dinleyicilere yeni bir sayfa açma vaadiyle geliyor. Artık garaj hayatında anlaşamayacak kadar değiştiklerini düşündükleri için de, turneleri sırasında seyircilerinden aldıkları enerjiyle hazırladıkları bir albüm bu. Belki de sırf bu yüzden içimde bir umut doğurdular.
Nedendir anlamadım ama, bu umutları periyodik olarak parçaladılar da 1 yıllık bir süreç içerisinde. “Bakın biz bişeyler yapıyoruz, bekliyorsunuz ama g.t göbek büyütmüyoruz.” deme amaçlı üretim esnasındaki şarkı demolarını gönderdiler internetten. Ya da birileri yürütüp yaydı, pek de merak etmedim esasında. İlk çıkan demonun adı “Death is not the End“di. İsmi resmen bi teselli niteliğinde olan, olayı kaderciliğe bağlayan Metallica şarkısı, “Biz öldük, bizden bi cacık olmaz, ama siz bizi eski şarkılarımızla yaşatınız.” diyordu resmen. Tam anlamıyla bir garabetti. Ondan sonra piyasaya düşen 2 demosu da bundan farklı bir tat vermedi.
Sesi aşırı benzer birileri t.şak geçiyor diye düşündüm (Jaymz Lennfield?). Çünkü St. Anger’dan bile kontrolsüz öfkeli dandiklikteydi bu şarkılar. Bu denli kötü şarkıların üstüne 12 şarkılık bir demoları daha çıktı yaklaşık 20 gün önce. Ben tabi büyük bi hevesle yeni çıkacak albümdeki şarkıların oturmamış hali gibi düşünerek indirdim. Metallica’nın eski thrash metal tarzını düşünün, ama burda yapamıyorlar. Özgün bir kalıp yok yani. 12 şarkının ritmleri o kadar benzer ki, tek parça berbat bir şarkı dinlemiş gibi hissediyorsunuz. Alelade bir thrash metal grubundan daha da sıradan gibi. Tamamiyle trash bi demoydu anlayacağınız (Tıraş thrash). Her albümün ilk dinlemede aynı zevki vermeyeceğini düşünerek 2 değil, 3 değil, tam 4 defa bu eziyete katlandım, doğru dürüst bişeyler dinlemekten mahrum oldum. Ama bir şarkı bile kendini sürekli dinletecek kadar güzel değildi. Cidden kendilerini bu denli imha etmeye çalışmalarını anlayamamıştım. Perşembe, sinyallerini Çarşamba’dan hazırladı mıydıydı yoksa? Lars’ın çapulcu görünümlü babasının da benim gibi düşündüğüme eminim.
Uzun sakallı, hint fukarası tipli Lars’ın babası hakikaten ağır kelamlarda bulunmuş olacak ki, yeni albümde sunacakları, internete düşen son şarkıları “The Day that Never Comes” apayrı geldi bana. Girişinden, sonuna kadar çok yoğun kompozisyonları, tıpkı eski zamanlarda yaptığı gibi sunuyordu. O eski lezzet fazlasıyla vardı yani. O an anladım ki, üstüste bu kadar dandik şarkıları, dinleyicilerin beklentisini düşürme amacıyla sunuyorlardı. Lisede okuyan bir çocuk sınava girmeden sürekli ebeveynlerine 1 alacağım der, zayıf aldıktan sonra daha ufak bir öfkeli tepkiyle karşılaşır ya, belki de Metallica böyle bişey yapmak istemişti. O iğrenç şarkılarla kulak zarlarıma kısa devre yaptırıp, “Ulan bari, bu kadar berbat olmasın” dedirterek çıtamı düşürtmüştü belki de. Emin değilim ama bu yüzden hoşuma gitmiş olabilir mi diye düşünmüyor değilim. O kadar prodüktörü, organizatörü boşuna eşşek yüküyle para almıyor. İnsanlara bişeyleri nasıl satacaklarını çok iyi biliyorlar. Ama açıklanan şarkı listesinde “Unforgiven III” de var. Buna deli cesareti demek mümkün olmamalı. Çünkü o şarkı diğer Unforgiven’ların standardının altında olduğu an groupieler dahil grubu elinde meşalelerle cadı avındaki gibi kovalayıp cızır cızır yakacaklardır. Bu yüzden “Deli cesareti” değil de, yapılan albüme güven olarak algılıyorum bu hareketi.
Kaç yıllık grup lan, metalin kitabını yazmasa da zamanında çok iyi işler çıkardı. Eğer bu albüm de zorlamaysa, gerçekten artık bu işi para için yaptıklarına inanacağım. Albüm beğenilirse amenna, lakin yine garabetse, hiç belgesel melgesel yapıp, kendilerini acındırıp bi de ordan para cukkalamasınlar, bu işi bırakıp gitsinler. Tarih bütün grupları taşıyamayacak kadar şişti, Vikipedi veritabanı da. Dinleyecek grup çok, açarım Motörhead‘imi dinlerim. Hatta şu an kendimi hazırladım, dinliyorum. Siz de linkten demoyu indirip dinleyin bakayım, ben mi çok sinamekiyim yoksa?
Motörhead’in şu an çalan şarkısı belki de Metallica’nın geleceği için bir mesaj olabilir. Buried Alive diyor babalar. Mümkündür. Bu arada albüm kapağı kolpa olabilir, o kadar da araştırmadım.