Vasat Blogging for Dummies
Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli ProfesörHerhangi bi yazı, okunacak veya yazılacak metin işine girmeden önce bakkala gidip, aynı şeyler olmasına rağmen kararsızlıktan ötürü 5 dakika rafa bakındıktan sonra hacı bakkalın sıkıldığını belli eden ayakta elinde torbaya alacağın çikolatayı koymak için hazır ol duruşunu farkedip apar topar istemediğim herhangi bir çikolatayı alıp, evde hiç dilimde bile eritmeden doğrudan gırtlağa fiskeliyorum. Bi de hesabını yaptım, yeni yazı yazmayalı yaklaşık 150 civarı çikolata yemişim, bunların büyük çoğunluğunu lezzeti uygun fiyata sunan yeşil sermaye Ülker çikolataları oluşturuyor. Gerçi yakınımdaki bakkal hacı bakkal olmasa, içinde Ülker yerine Nestle çikolataları görsem ilk ona sarılırım. Nestle Kit-Kat yapmış, Ülker Dido. Aynı zamanda Dido, kuzenimin evlenmeden önce belli periyotlarda uğradığı kerhane ev sahiplerindenmiş. Nam yapmış yani orada, Tepecik mahalinde. Nestle’nin cillop gibi Karamellisi var, Ülker’in Caramio’su. Bu çikolatalar bu şekilde birebir taklit edilirken muhtemelen orjinal konsept sahiplerine para dökülüyordur. Çünkü nereden baksanız Ülker, Nestle’nin elinden alabileceği Türkiye pazarının yarısını daha uygun fiyat ve daha bol hacı bakkal oranıyla yakalıyor.
150 küsür çikolata diyorum. Demek ki bişeyler yazmasam da okumuşum. Benim için okuma keyfi böyle ensesi kalın türünden bi hobi. Hani yerde gazete göreyim, üstünde önemli bi haber olsun, yemek sofrasına oturduğumda kirlenmesin diye masanın üstüne gazete örtmüş olsunlar, orda ekonomik parametre ıvır zıvır, ama önemli bişey yazsın. Kafamı diğer yana çevirir, sakince kalkar, elime çikolatamı alır, öyle okumaya başlarım. Çoğu kişi çikolatanın iştahı kaçırdığını sanıyor. Bilinçsiz, ya da çocuklarına durmadan para savurmak istemeyen eli sıkı ebeveynlerin safsatası olma ihtimali yüksek. Kendimden bilirim ki açlığımı fişeklemek için yemekten yarım saat önce çikolata namına bişeyler götürürüm. Gofreet demiyorum ama bakın. Şişirilmiş suntanın üstüne iki damla çikolata döküyorlar, o mideyi tıkar. Bisküvi hiç demiyorum. Tabi Türkiye’de çikolata dediğimizde genel olarak boğazdan aşağı atılan bütün tatlı besinlerin akla gelmesinin bi etkisi belki de çocuklara çikolata yedirilmemesi.
Bahar mı geldi, yoksa bahar gelmeden yaz mı geldi ben anlayamadım. Yani üniversiteler bahar şenlikleri yapmaya başlıyormuş, baharın geldiğini onlar müjdelemese ben mevsimi anlamayacam. Gençliği belli kavramlar dahilinde hareketlenmeye odaklamışlar. Adam bahar şenliği gelene kadar ruhunu zincire vuruyor. Güneşli havada bile depresyon halinde. Üniversite bahar şenliği yapınca dank ediyor. 3-5 tırt şarkıcının ülkemizde 1 haftada baharı getirmesi ilginç bi durum. Belki de doğa anne/madır neyçır dediğimiz şey ülkemizdeki Duman’ların, Mor ve Ötelerinin, Kargo’ların bütünüdür. Bunlar misyon sahibi adamlar, yıllar yılı iklim yaratmanın peşinde koşarlar. Hepsi ne için? Ekranda koskoca bi “Mission Accomplished” yazısı görüp muvaffakiyetin dibine vurmak için evelallah.
Duamla yaşadınız da bedduamla mı öleceksiniz sevgili okur? Gönlümde yeriniz yoksa ayakta da gidersiniz, ben sizi iyi bilirim. Hani mevsim benim şurda bi hafta yaptığım düzenli yazı etkinliğiyle geri kışa dönüp, bu konser konser gezen orman kaçkınlarını kış ortasında kıçı açıkta kalmış parya evladına çevirecekse hiç durmam, bilimsel ansiklopedi bile yazarım. Gavurların yeni ürettiği teoremleri Türkçe’ye çevirir, beğenmediklerimi altlarına “edit:” yazıp yeniden düzenlerim. Bi nevi remastered durumu. Remastered Science gibi. Amerika’yı yeniden keşfederim de o atlasın üstüne Rediscovered America yazarım ben, ne diyorsunuz siz hele hele.
Mevsimi tersine çevirip bahar vakti daldaşhak o konser, bu konser beleşçilik yapanları kış hüznüne boğmak için düzeni de hem ısıtan, hem soğutan klimaların çalışma prensibi gibi tersine çevirmek gerekiyor. O yüzden bugün belki de iğrenç bi blog yazısı yazmanın anatomisini, formülünü çıkaracağız. Vasatın altı 500 karakter salaklığıysa, biz 1000 karakter laf salaklığı yapacağız. 2. yıla doğru giderken belki de ilk defa blog üzerine bişeyler yazacam. Ama sanmayın ki böyle bi yazı yazarken herhangi bir tecrübeyi kullanıyorum. Çünkü tecrübe namına elde avuçta hiç bi halt yok. Hala Amerikanların “Fuckin Amateurs” dediği bir amatörlük halindeyim. Elim ne vakit WordPress panelinde “Yeni yazı” bütonuna gitse, içim kıyıl kıyıl, adeta abimin t.şakları gibi oluyor. Ayrıca “Yeter ülen, isyanım tüm vasat blogosfer cemiyetinedir.” gibi gaz bi durum da yok, kimin ne yaptığı bana göre her daim Kasımpaşa. Oturup vakit harcayayım demiş, ister kendini biraz ıkındırıp, yazar, geliştirir, ister sağdan soldan çorar, kopyalayıp yapıştırır blog ödülünü alır. Ama cidden şurda şu satırları yazarken aldığım manevi hazzı pek az tecrübe karşılayabilir. Şimdi manevi hazzı bi kenara bırakalım, yani şu ana kadarki iyi performansı Cannes Festivali’nde yarışacak bi performans gibi düşünün, hah birazdan vasat yazı denemelerine girişince ona da Hollywood performansı diyeceğiz. Efendime söyliyim nedir, biraz sansasyonel, biraz reklama dayalı olabilir. Bunun gibi şeyler. Bu arada kaç madde çıkar onu da bilmiyorum, aklımdan geldiğince yazayım.
1-) “Bugünlerde” diyerek toplumumuzun sosyal yapısına değdirilmeden başlanan yazı, yazı değildir. Tespit insanının tillahıyız (gazete küpürlerindeki haberlerin). Orada istatistik görelim, bunu toplumun temel gerçeği kabul ederiz. Bu istatistikler bizim için her Şampiyonlar Ligi, Uefa Ligi, ya da derbi maçlarında takımlarımızın istatikleri gibi sabittir. “Galasaray, Trinidad Tobago takımlarına hiç yenilmedi” gibi bi istatistik İlker Yasin gibi bi denyonun ağzından dökülür maç öncesinde. Hiç kimse de Galatasaray hiç öyle bi ülkeden takımla oynamış mı diye sorgulamaz, anında zafer sarhoşluğu. Hadi onu geçtim, Trinidad Tobago takımıyla oynadığı 5 maçtan 5ini de öncede kazanmış olsa ne farkeder? Olay “Bugünlerde Galatasaray’ı hiçbir Trinindad Tobago takımı yenemiyor” kadara gider. Ya da “10 adet okulda yaptığımız araştırmalar sonucunda Türban kullanan öğrenci oranının 95% olduğunu gördük.” İyi b.k yedin, 10 tane İmam Hatip okuluna sor, değişmez kuralın olsun. Ben de abazanlar için 5 tane çıplaklar kampına giderim, sonra “Yaptığımız araştırmalara göre son zamanlarda gittiğimiz 5 plajdaki anadan üryan hatun oranı 100%” derim. Ayrıca “Son zamanlarda” da yaygın bir benzer kullanımıdır.
Örnek: Bugünlerde insanlarda bi gariplik var.Son zamanlarda o kadar garipler ki bazen ben kendimin garip olduğunu sanıyorum.
2-) Salgın gibi yayılan bazı kelime öbekleri var. 5-6 yazıda seyrekleştirip 1-2sine yaysan tabi ki anlarım, onlar da Türkçe kelime, candır, saygımız vardır. Ama her paragrafın, cümlenin içinde de “Yahu, zira, bir takım, keza” kullanılmaz ki. Yıllar boyu çünkü demişsin, şimdi iki kelimenden biri zira. Sucuklu yumurta yaparken bile kurduğun cümlenin ufaktan komik ve garip olacağını bile bile “Nerdeydi bunun içine dökeceğimiz yağ ya?” derken, şimdi içinde yağ geçmeyen cümlelerde bile yahu kullanıyorsun. Olmaz anam babam, olmaz.
Örnek: Yahu bende niye gariplik olsun ki?Yıllarca normalmişim ben.Yanında bulunduğum bir takım garip adamlar bile garipleştirememiş beni.Ne akl-ı evvellerle (Bu akl-ı evvel kelimesi de gerizekalının yerini aldı aynı şekilde.) takılmışım ben.Keza aynı şekilde (Ulan Hakkı Devrim gibi hissettim iyi mi.) onlar da benle takılırken normal olmadı.zira ne ben onu, ne o beni zorladı (Gadasını alırım böyle cümlenin)
3-) Film izlersin yer yer, kulağının pasını alsın diye müzik dinlersin. Amcamın kahvelerinden geçersin, soğuk soğuk rakıları içersin. Sonuçta biliyorsun, bu tür şeyler izlendiğinde, dinlendiğinde insanlarla paylaşılmadıktan sonra hiç bir güzelliği kalmıyor. Ama tek cümleyle anlatacağına da hiç anlatma be ciğerparem.
Örnek: Geçenlerde (Bu da eski zamanların istatisik kelimesidir, çok kritik) bu adamlar biraz düzelsin insan olsun diye bi film seçtim D&R‘dan (Bak şimdi illa elit bi kesime ait olduğunun sinyalini vermen gerek değil mi?) Filmi götürdüm eve gerçekten çok güzeldi.Film harikaydı.Mükemmeldi film.Ben böyle güzel film görmedim.Filmin adı Üzüm Piyazı’ydı.Sonra Boeing 737 diye bi grup keşfettim inanılmazdı çok güzel tınıları notaları vardı.
4-) Filmse kesinlikle “Kurgu harika” cümlesinden kaçınılmaz. Yenilenden, içilenden arttırılır da kullanılır o cümle.
Örnek: Film geldi de aklıma kurgu harikaydı be.
5-) Küfür etsen dozunu bilmezsin. Tamam, ben yer yer küfrediyorum ama herşeyin de bi yeri var. An geliyor, çok ciddi takılıyorum, an geliyor bi iki argo serpiştiriyorum. Ama bişey anlatmadan da argo kullandın mıydı, onu sokaktaki, çevrendeki adamlar da yapıyor, sana niye itibar etsin, eylesin?
Örnek: Film izlettim beğenmediler.Ben böyle adamların mına koyim azına s.çayım g.tüne çakayım.İnsanlar ne kadar g.t kafalı ben bunların ta g.tünü s.keyim.
6-) 5. maddedekileri bu insan tiplerine nazaran daha bi takdir ederim. Eşref saati, eşşek saati der, gençliğine, içindeki kinin yoğunluğuna veririm de “aq” nedir be arkadaş? Ediyorsan klavyede iki tuşa fazladan bas da insan gibi yaz. Kürt küfrü gibi garip bişey. Ondan sonra kimya dersinde elementin altında aq yazınca da kendi aralarında meczup gibi gülüşürler.
Örnek: Aqdumunun herifleri.Siz insan olmazsınız aq aq aq aq aq aq size.
7-) İnsanlar beni anlamıyor, hayvanlar beni dinlemiyor, çok yalnızım, çok efkarlıyım triplerine girmek elzemdir. Okurların zaten bi ton derdi var, dertler derya olmuş, bi de kim oturup derdinle uğraşır bilinmez. Sadece kendin için yazıyor olabilirsin ama “İnsanlar beni anlamıyor” dediğinde kimse gelip de sana şevkat vermez, ya da pışpış bekliyorsan boşuna. İnsanlar seni anlamıyorsa ya ömrünü seni anlayan birini bulmak için harcarsın, veyahut biraz daha anlaşılabilir olmak için uyumluluk sürecine girersin.
Örnek: bu adamlar benim ne yapmak istediğimi anlamıyorlar.Bunlar kesinlikle dünyanın en gerizekalı insanları.dünyadaki ben hariç herkes gerizekalı hatta. beni anlayacak biri olduğunu sanmıyorum. Eşşiz zekamla birlikte burada ölmeyi bekler şekilde yalnızım. (Komiser Şekspir’in meşhur repliği kaçar mı? Kaçmaz.) çok yalnızım be Atam çok yalnızım be Atam.
8~) Biraz önce yalnızlıktan isyan eden adam 2 cümle sonra dünyanın en kazanova adamı biter okurun gözünde. İlla tribünlere oynar yani. Biri Hakkımda kısmına yorum yazmıştı 1-2 ay evvel. “Blog sayesinde iyi kız tavlıyorsundur haa” diyordu. Bakarsanız, hala duruyor orda. Kavramları karıştırıyoruz, çok tehlikeli biçimde. Çok yanlış yerlere çok zıt anlamlar yüklüyoruz. İnternet burası, akıllı olan bloglarda okuduğuna inanmaz. Kendisini hayal dünyasına itenlerse saat başı sevgili değiştirirler her yazılarında.
Örnek: Ben de sinirlendim.aqrum böyle adamların dedim. Tuğçe‘yi aradım.Evdeymiş gel bi kahvemi iç dedi.Gittim biraz onu yedim.sonra Gizem aradı beni arzuluyormuş. Onun kahvesini içmeden olmazdı gittim içtim tabi.gece boyu ful seks.
9-) Hadi iyisin sevgili vasat yazı örneği. Normalde virgüle noktaya dikkat edilmez de, yer yer hatalarla bıraksam da çoğu noktandaki hataları istemsiz düzelttim, şimdi farkına vardım. Cümlelere bile ufak harfle başlanıyorken hangi hatadan başlayıp, hangisine örnek vereyim, gözüm korktu, gönlüm ürktü.
10-) Kimileri basit yaşam hikayesini, kullandığı kelimelerle, anlatım şekliyle Hugh Heffner malikanesi heyecanına taşırken, hayatı aksiyonlarla dolu birinin de kelime haznesinin, bilgi birikiminin zayıflığı, hikayeyi en fazla Marlon Brando’nun mezardaki yaşamı kadar heyecanlı kılar. Ahiret hayatı demiyorum ama, orda yine bi işler çevirir o çünkü. Bildiğin mezar içindeki uyku halinin hareketliği.
Örnek: Gece boyu karılara (Karı değil hayvan) iyi para gitti.bankadan para çekeyim dedim.çekerken 10 tane silahlı soyguncu girdi. İçeriden 5 kişiyi esir aldı, 9 kişiyi öldürdü.eve sağ salim geldim. (Haber sunuyo sanki, ayrıntılara girmeden, heyecanı yansıtmadan. Anlatırken soğuk kanlı anlatıyor da, dediği tabi doğruysa orada görsen belki de aralarındaki en tırsakisi, vurmasınlar diye soyguncuların kıçını bile yalamış olabilir, o derece.)
11-) Yeminliymiş gibi internetten bişeyler keşfetmekten ölesiye kaçar. Haberler maya fermantasyonuyla şişip şişip bayatladıktan sonra daha yeni görmüştür. Hiç bilmez de o video/haber internette ne kadar meşhur, ne kadar modası geçmiş. Bi de bilip de bilmezden geleni var tabi. Kar amaçlı çalışmalar onlar. Yazı altına “Mal Fenerli“, “Avrupa Yakası Kıbrıs Şiveli Nadir” türünde ya da popülerliğinde, siteye giren herkesin önceden izlediğini bildiği videoları koyup, site açılış süresinde şişkinlik yaratır. Koyduğu şeylerin altına “gülmekten yarılacaksınız”, “puahahahaah çok komiiiiq” yazmadan olmaz tabi.
Örnek: Soygunu boşverin de (Ne kadar soğukkanlı koçum benim, soygun umrunda değil) geçen mal fenerli videosunu izledim puahahahahaah gülmekten yarıldım.sizinde yarılacağınıza eminim (Pavlov’un köpeği hesabı, okuru gülmeye şartlandırıyor. Öyle dedin miydi fok katliamını bile izlerken kahkahadan yarılırız, aferin sana.) çok komiiiiiiq yaa izleyin (Kelimedeki “i” sayısı artınca komiklik reaksiyonumuz da artar.)
12-) Bu kurallar gibi onlarcası var, lakin bunlar benim gözüme, zihnimin çeperlerine ilk çarpanlar. Bu kadarı bile bi yazıyı, yazıyı okuyanları katledip, internette yersiz data, cicabayt şişkinliği yaparken, bütün taktikleri verip, insanları intihar ettiren yazılar sınıfına meyletmeye lüzum yok. Zati daha kötüsüne dayanabilecek bi bünyem yok, o yüzden benim parnaklarımdan ruh sağlığımı bozmadan çıkabilir mi bilmiyorum. Giriş, gelişme, sonuç bölümleri tam Allahlıktır. Sen sağ, ben selamet. Kargoda gönderdiği mal ucuza gelsin diye tek parça yapıp eşya gönderiyo sanki. Tek paragrafta biter yazı. Anlattığı hikayenin de gelişmeye mi, girişe mi, sonuca mı mensup olduğunu anlayamazsınız. Apayrı bi form. Tek parça halinde hazmedilmesi olanaksız bi hal alıyor.
Bugünlerde insanlarda bi gariplik var.Son zamanlarda o kadar garipler ki, bazen ben kendimin garip olduğunu sanıyorum.Yahu bende niye gariplik olsun ki?Yıllarca normalmişim ben. Yanında bulunduğum bir takım garip adamlar bile garipleştirememiş beni. Ne akl-ı evvellerle takılmışım ben.Keza aynı şekilde onlar da benle takılırken normal olmadı.Zira ne ben onu, ne o beni zorladı. Geçenlerde bu adamlar biraz düzelsin,insan olsun diye bi film seçtim D&R’dan filmi götürdüm eve, gerçekten çok güzeldi.Film harikaydı. Mükemmeldi film. Ben böyle güzel film görmedim. Filmin adı Üzüm Piyazı’ydı.Sonra Boeing 737 diye bi grup keşfettim inanılmazdı çok güzel tınıları notaları vardı.Film geldi de aklıma, kurgu harikaydı be.Film izlettim beğenmediler. Ben böyle adamların mına koyim, ağzına s.çayım, g.tüne çakayım.İnsanlar ne kadar g.t kafalı ben bunların ta g.tünü s.keyim.Aqdumunun herifleri.Siz insan olmazsınız aq aq aq aq aq aq size.Bu adamlar benim ne yapmak istediğimi anlamıyorlar. Bunlar kesinlikle dünyanın en gerizekalı insanları. Dünyadaki ben hariç herkes gerizekalı hatta. Beni anlayacak biri olduğunu sanmıyorum.Eşşiz zekamla birlikte, burada ölmeyi bekler şekilde yalnızım.Çok yalnızım be Atam, çok yalnızım be Atam.Ben de sinirlendim. Aqrum böyle adamların dedim. Tuğçe’yi aradım. Evdeymiş, gel bi kahvemi iç dedi. Gittim biraz onu yedim. Sonra Gizem aradı beni arzuluyormuş. Onun kahvesini içmeden olmazdı gittim içtim tabi.Gece boyu ful seks.Gece boyu karılara iyi para gitti. Bankadan para çekeyim dedim. Çekerken 10 tane silahlı soyguncu girdi. İçeriden 5 kişiyi esir aldı, 9 kişiyi öldürdü.Eve sağ salim geldim.Soygunu boşverin de geçen mal fenerli videosunu izledim puahahahahaah gülmekten yarıldım. Sizinde yarılacağınıza eminim.çok komiiiiiiq yaa izleyin.
Ölmem mi, beni taşlara vurun, tabuta kanım sürün. Aynı tabut içinde kardaşıma götürün.
Yazı bittiğinde “Ozzy Osbourne Feat. Therapy? – Iron Man” çalıyordu. Mükemmel şarkı süper inanılmaz şarkı kurgusu notaları harika tınıları manyak.