Arşiv: Aralık, 2007

Bir İğrençlik Abidesi : Pink Flamingos (1972)

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

İşte size şahsımdan büyük bi hizmet!Üzerimde yaratacağı psikolojik etkileri bile bile,sırf siz küçücük sabi sübyancıklara denek olayım da bir nesil daha zarar görmesin diye film tarihinin en iğrenç,en vurdumduymaz filmini izledim.Bundan daha iyi bir yılbaşı hediyesi olamazdı.
Sinemamızda pek çok yönetmen-oyuncu ikilisi olmuştur.Bunlardan en önemlileri herkesin bildiği gibi Martin Scorsese-Robert DeNiro veyahut Tim Burton-Johnny Depp’tir.Ama böyle bir ikili daha önce görmediniz.Akıllarından sadece iğrençlik geçen bu ikili, filmlerinde her türlü düşünceyi fütursuzca uygulamışlardır.Onların adları John Waters ve Divine.
John Waters iğrençliğe düşkün bi yönetmendir ve bu yüzdendir ki oyuncusuna kadar herşey yüzüne bakılamayacak kadar iğrençtir.Bu yüzden de her filminin başrolüne genelde 200 kiloluk dev yarma Divine’ı yerleştirir.Kendisi keşke dev yarma olmakla yetinse.Aynı zamanda bir travesti ve bu durum iğrençliğin dozunu bir kat daha arttırıyor.
Film adını Divine’ın karavanının önündeki flamingo heykellerinden alıyor.Anlattığı hikaye ise tiplerden beklendiği gibi iğrençlik.Kadınları kaçırıp onlara tecavüz edip hamile edip bebeklerini satan bir çiftin,Divine’dan iğrenç olduğunu sanmalarıyla başlıyor herşey.Ama maalesef yanlış kişiye çatmışlardır.
Film çoğu sahnesinde seyirciyi zorluyor.Bunlara örnek vermek gerekirse,Divine’ın oğlunun kız arkadaşını kümese getirip sevişirken araya tavukları da kıstırıp öldürmesi,Divine’ın oğluna oral seks yapması,bi adamın Divine’ın doğum gününde g.t deliği şovu yapması,Divine’a meydan okuyan adamın kaçırıp hamile bırakmak istediği kadına spermlerini şırıngayla aktarması,aynı adamın sokakta gördüğü kızlara sosis bağladığı ç.künü göstermesi ve daha bunun gibi bir yığın iğrençlik.Film zamanında sinemalarda yayınlanırken midesi bulanıp çıkmak zorunda kalanlar oluyormuş.
Zarar verilen tavuklarla ilgili John Waters şöyle söylüyor filmin sonunda : “Hayvanları koruma dermeği,bana her zaman der ki : “Bir film için nasıl tavuk öldürürsün?” Ben tavuk yiyorum.Ve tavuk benim tabağıma kalp krizinden dolayı ölerek gelmiyor.”
Aslında bu sözler insanı biraz düşündürmüyor değil ama biraz da alaycı geldi bana.
Pink Flamingos çok uç noktalarda geçen bir film.Bu filme “eh ya biraz sevdim” diyemezsiniz.İzlediğinizde bu filmi ya çok sevecek ve John Waters’ın bütün filmlerini izlemek isteyecek,ya da bu filmden komple nefret edeceksiniz.Eğer yemek yerken biri size “b.k” dediğinde bile iğreniyorsanız,sakın bu filmi izleme teşebbüsünde bulunmayın.Huzurlarınızdan ayrılırken sizi Divine’ın o meşhur sahnesiyle başbaşa bırakıyorum.

Uyarı : Aşağıda izleyeceğiniz sahnedeki herşey tamamiyle gerçektir!Filmi izleyip izlemeyeceğinize bu sahneden sonra karar verin.Unutmadan,bu sahne filmdeki en masum sahnedir.

Repo Man (1984)

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Hiç düşündünüz mü bi gün arabanızla yolda giderken bakkaldan ciklet almak için inip,cikleti alıp döndüğünüzde arabanın bıraktığınız yerde olmadığını görseniz ne yapardınız?Evvet doğru,hiç bi halt yapamazdınız.Bakkala geri dönüp bi şişe soğuk şaşal su alın tepeye dikin.
Bize ne mutlu ki Repo Man mağdur olanların değil,mağdur edenlerin hikayesi.80′lerin zibidi,fırça kafalı tiplerinin bulunduğu,her yerde suçun,pisliğin kaynadığı bi dönemde geçiyor film.Ana karakterimiz Otto’da bu denyolardan biri.Ama onlara göre biraz daha ezik ve dışlanmış vaziyette.Bu da tabi onu yeni arayışların içine itiyor.Bir gün hamile bir kadına yardım ettiğini sanarak araba çalıyor ve o günden sonra o da bir “Repo Man” oluveriyor.
Hırsızlık diyip geçmemek lazım,bu işin de raconları var.Film boyunca bir “Repo Man” hayatı nasıldır öğreneceksiniz.
Sanırım film Kiss Me Deadly‘den etkilenmiş olacak ki hikayenin ana merkezine bagajından öldürücü ışık çıkaran bir araba ekliyor.Aynı olayı Quentin Tarantino da Pulp Fiction‘da kullanmıştı.Seyirciler parlak ışık saçan şeylere aşırı ilgi duyuyor galiba :)
Filmin müziklerine gelince merkezde tabi ki Punk müzik var,ve de Punk denince akla ilk gelen isim Iggy Pop.Bunun haricinde “When the shit hits the fan” şarkısı hiç fena gitmiyor.
Bu filmi izledikten sonra eğer arabanızın ödenmemiş taksitleri varsa emin olun hepsini birden ödemek isteyeceksiniz.Faizler de 1.09lara indikten sonra neden ödenmesin ama değil mi :D

Youconvertit.com – Döküman,İmaj,Ses ve Video Dönüştürme Servisi!

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Genelde elimde her zaman,her şeyi dönüştüren bi program bulunur ama Laptop’unuz bile olsa bazen yanınıza almayı unutabilirsiniz.Şans ya bu o sırada da illa ki bi formatı çevirmeniz gerekir uyumluluk amacıyla.İşte böyle bi durumda en yakınınızdaki internet cafeye bodozlama dalıp www.youconvertit.com sitesine giriyoruz.Gördüğünüz çevirilebilecek format sayısı sizi çılgına çevirebilir.Yanınızdaki masada oturan güzel hatuna Bakırköy’ü aramasını söyleyin.Çünkü program sayamadığım kadar dosya çeviriyor.Tahminimce 150 üzeri gibi.Programa dosyayı yüklüyorsunuz,atılacağı e-mail adresinizi söylüyorsunuz.Program çevirip atıyor.Herşey o kadar basit ki.Bu sitenin adını bi yere kaydedin yoksa bu sefer kafanızı duvara vura vura Bakırköy yolcusu olma ihtimaliniz muhtemel.

Phish – Farmhouse

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Logosundan da görebileceğiniz gibi biraz eski ruhlu,hippivari bi grup phish.Logodaki balık bazılarınıza göre baloncuk çıkarıyor gözükebilir ama bana göre bi ot tüttürme sembolü bu.Zaten dedim ya hippi tarzı bu.Konserlerine gidenler ortalığı bol bi duman bulutunun kapladığını söylerler :) Bu adamların en ilginç yanlarından biri de bazı konserlerinin 2 gün bile sürebiliyor olması.Kafalarına estiği zaman bırakıp takılıyorla,sonra da geri gelip çalmaya devam ediyorlar.

Phish 1983′te kuruldu.O günden bu yana da 13 tane stüdyo albümü çıkardı.Hepsini tek tek inceleyemeyeceğimden şu an dinlediğim,benim için en güncel olanı,Farmhouse albümünden biraz bahsetmek istiyorum.
Albüme ilk girdiğimiz andan,son çıkış anımıza kadar genel olarak ağır bi hava hakim.İlk şarkımız Farmhouse.Bu şarkı bana nedense biraz No Woman No Cry’ı hatırlattı.Yanıldığımı sanmıyorum.Ağır tempoyla yolumuza devam ederken Back on the Train ve Gotta Jibboo çıkıyor ki bunlar bizi biraz melankoliden ayırıyor.Ama sonra Dirt diye bi şarkı var ki bu albümün kesinlikle bombası.O şarkıdan sonra albüme devam edemiyorum zaten.O şarkıda takılıp kalıyorum.
Aççası ve seçcesi : Bu albüm alınası ve dinlenesi bi albüm.Rock severi de alır götürür,metal severi de.Eğer müzik demek death metal,doom metal gibi boş gürültü demek değil diyorsanız bu albümü ve de bununla birlikte bu grubun bütün albümlerini sıkılmadan dinleyebilirsiniz.Allah’tan bu grubu Türkiye’de pek tanımıyolar yoksa bu grupla da ilgili bi yığın eroin,ot efsaneleri ortaya atılır dururdu.Zaten bu insanları hiç anlamam niye başarılı insanlarla ilgili böyle saçma sapan söylentiler çıkarırlar ki?(Biliyorum ama balık ot tüttürüyo gibi duruyo napayım)
MUHTEVİYAT : 1. Farmhouse 2.Twist 3.Bug 4.Back on the Train 5.Heavy Things 6.Gotta Jibboo 7.Dirt 8.Piper 9.Sleep 10.Inlaw Josie Wales 11.Sand 12.First Tube
Aha buradan indirebilirsiniz : http://rapidshare.com/files/12999003/se.rar
Bu da rar şifresi : hiskilla.blogspot.com

Knytt Serisi

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Ortalıkta bi Knytt manyaklığı peyda olmuş haberim yok.Sözde sürekli bir Oyungezer dergisi takipçisiyim.Ama Oyungezer olsun,Chip olsun gözüme soka soka oynattılar bu oyunu.”Kardeşim Crysis çıktı ne bu pöyle piksel piksel” diyebilirsiniz,ama oyunu bi kere açınca öyle olmuyo.Uzaylının kaçırıp götürürken dünyaya birlikte düştüğü ördek tipli Knytt’in,uzay aracı parçaları toplama macerasına birden kapılıyoruz.Hadi pikselleri geçtim,sırf müzikleri dinlemek için oynasanız yeter.Böyle basit bi oyun için müzikler gerçekten çok hoş.İnsanın içini bi huzur kaplıyor.
Bir de bundan türeyen Knytt Stories var ki o bundan daha çok hoşuma gitti.Orada kahramanız topladığı parçalarla daha yükseğe zıplama,şemsiye kullanma (Gülmeyin,şemsiye olmadan oyunu bitirebileceğinizi sanmayın.),görünmez olma gibi yetenekler kazanıyor.İki oyun da size müzikleriyle ve hikayesiyle minimum 3,5 saat eğlence vaadediyor.
Son olarak bir de Within a Deep Forest oyunları var ama onu daha denemedim.Şimdi Laptop’a indirip akşam da onun tadına bakarım herhalde.

Knytt (Download) : http://knytt.greywool.com/Knytt.zip

Knytt Stories (Download) : http://www.ni2.se/files/games/Install_KnyttStories_110r2.exe

Within a Deep Forest (Download) : http://www.ni2.se/files/games/withinadeepforest_114.zip