Arşiv: Mart, 2008

Allah Tuttuğunu Brontobyte Etsin

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Şu eşşek büyüklüğünde dünyada at zigindeki bi kelebek kadar yaşadım altı üstü,ben bile bu değişim hızına hayret ediyorum.Hele hele “Bizim zamanımızda radyoda Dünyalar Savaşı oynuyordu” diyenlerin şimdi ne kadar dumurlara uğrak bir hayata sahip olduğunu hiç düşünemiyorum.Korku kavramı bile değişti insanların gözünde,insanları korkutacak,ürkütecek şeyler.Eskiden bir Edgar Allen Poe‘nun Raven şiiri insanları ürkütebilirken,şimdi ürkütmediği aşikar.Mükemmel bir şiir,ama korku olarak görülmüyor sadece.Halbuki oradaki o yalnızlık korkusu benim içimi kemirir her okuduğumda.

Commodore’una kafa ayarı çekenlere ne demeli?45lik bi Raks kasede çekilmiş oyunu oynamak için insanlar kıçlarını yırtıyordu.O kasetteki verileri toplasak kaç bit yapar acaba?Benim kafam büyüklüğündeki disketlerden hiç bahsetmiyorum.Çok nostaljik,herşeyin daha değerli olduğu,oyunlar yasak meyve tadında olduğu için oynaması çok zevkli dönemlerdi tabii.

20 yıl civarında bi sürede bitten terabyte‘a geldik.Daha nereye gideceğimizi de Allah bilir.20 yılda bu kadar ilerlediysek,10 yılda bunun en az 2 katı hızda ilerleriz gibime geliyor.Şu anda büyük serverlar için petabyte’lardan da bahsediliyor.Ama daha üstünden bahseden duymadım.Tabi Google gibi devler çok çok fazlasını kullanıyor ama bahsetmiyorlar sadece.

Hepsi pazarlama stratejisi.İlk önce giga’yı çıkarıyorlar.Arkadaşına hava etmek isteyenler alıyor,havanın altında kalmak istemeyenler de alıyor.Dolayısıyla herkes almış oluyor.Daha sonra ellerinde yeni bir data birimi ile geliyor üreticiler.Bu böyle de sürüp gidecek.Hepsi kendi arasında anlaşmalı.Bütün formatlar,bütün ürünler bu anlaşmalara göre çıkarılıyor.Yoksa sanmayın ki şu an dünya teknolojisini elinde tutan firmalar Exabyte ya da Yottabyte üretmedi.Firmaların oyun alanlarında neler neler dolaşıyor,masaların üstünde,yerlerde ne yeni teknolojiler dolaşıyor.Ama takdir ettiğiniz üzere en son teknolojilerini şimdi çıkarıp doğru dürüst para kazanamama gibi kerizlik yapmaz hiçbir firma.Düdükleye düdükleye.

Her neyse,en azından 100 yıllık geleceğimizin ürünlerinin firmalarının stoklarında hazır yattığını bilmenizi istedim.Bi de aşağıda petabyte’tan sonra karşılaşacağımız data teknolojilerini veriyorum ve bugünlük saçmalama seansımı nihayetine erdirmiş oluyorum.Bi de brontobyte bana sanki taş devrinden kalmış bi data gibi bişey çağrıştırıyor.Çok garip.

1 Byte = 8 Bit
1 Kilobyte = 1024 Byte
1 Megabyte = 1024 Kilobyte
1 Gigabyte = 1024 Megabyte
1 Terabyte = 1024 Gigabyte
1 Petabyte = 1024 Terabyte
1 Eksabyte =1024 Petabyte
1 Zettabyte = 1024 Eksabyte
1 Yottabyte = 1024 Zettabyte
1 Brontobyte = 1024 Yottabyte

ÖLDÜREN DESİBEL

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Niye çiçek atmaz bu bombardıman uçakları?
Aslında atarlar,evet

Ölüm çelenkleri dağıtan kanatlı şeytanlar

Cenaze marşları motor sesleri


Deli Profesör

Stranger Than Fiction (2006)

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Hayatımız ne kadar monoton olsa bile onu özel göstermeye çalışır bazılarımız.Giriştiği en büyük atraksiyon diş fırçalamak olan adamların bazıları bile hayatının masal,roman gibi olduğunu düşünür.Ya da onun fantezisini kurar.Tanrının yönettiğinden biraz daha farklı bir fantezidir bu.İpler yine birisinin elinde,ama bu sefer bir roman yazarının.Herkesin hikayesini bir yazarın yazması gibi,bu hayatı bir kurgu,bir mizansen gibi algılamanın pek çok sebebi vardır kimilerine göre.

Truman Show‘da izlediğimiz o yapay,kurgusal dünya kimi düşündürmemiştir ki?Yapay insanlarsa,etrafta pek çok var,dışarı çıkamama korkusu da öyle,ya da belirli sebeplerden çıkamama.Topluluk olarak ürkütülüyoruz bazen,içimize kapatılıyoruz,monotonlaşıyoruz,hayat şartları zorluyor bunu bize.Çoğu zaman bu keşmekeşin içinde ne yapmak için yaşadığımızı bile unuttuğumuz oluyor.

12 yıldır haftanın her günü 32 dişinin her birini,ileri geri 38,yukarı aşağı 38 darbe ile 76 kez fırçalayan,kravatını tek düğümle bağlayan,çalıştığı vergi dairesinde 7.134 belge inceleyen bir adamın,Harold Crick‘in (Will Ferrell) basit bir hikayesi Stranger Than Fiction.Hayatı monotonluklarla doluyken bir gün onun hayatını harfi harfine yorumlayan bir dış ses duymaya başlar ve bu onun hayatında çok şey değiştirecektir.Özellikle bu romanın bir trajedi olduğunu ve yazarın Harold’ı öldürmek istediğini düşünürsek.Harold bunları öğrendiğinde monoton hayatını bırakıp,asıl yapmak istediği şeyleri farkedecektir.Hayatında hiç tadını alamadığı aşk belki de,ya da bir gitarla rock yapmak.

Film bize unuttuğumuz,uğruna yaşamayı düşündüğümüz şeyleri hatırlatıyor ve bir gün o soğuk taşın içine gömülmeden bunları yaşamamızı istiyor.Ben şahsen çok şey kaptım bu filmden fikir olarak.Özellikle bir hatun tavlamak için gitar gerektiğinde çalması en kolay,aynı zamanda en etkili şarkılardan birinin “Wrecking Eric – Whole Wide World” olduğunu öğrendim.

Kurgusal olarak bize basit durumları,ilgimizi çekecek şekilde anlatan Marc Forster‘ı da ayrı bir şekilde kutlamamız gerektiğini düşünüyorum.Zira bu hikaye yönetmenlikten anlamayanan birinin eline geçtiğinde kolayca çürüyüp,seyirciyi boğabilecek hikaye.Will Ferrell‘ın da o az moronumsu,biraz saf,bir yandan da çok zeki oyunculuğu işin içine girince bize keyif dolu,unuttuğumuz değerleri hatırlatan bir seyirlik çıkıyor.

Her ne kadar genç de,yaşlı da olsak ömrümüzün nereye kadar sürükleneceği belli değil.O yüzden işin gücün içinde hayatı pek fazla da ertelememek lazım.Seven‘da Müfettiş Somerset’in de dediği gibi : “Ernest Hemingway bir keresinde demiş ki : ‘Dünya güzel bir yerdir ve yaşamaya değer.’ İkinci kısmına katılıyorum.”

IMDB Kullanıcı Oyu : 7.9/10 (44,851 oy)

Yazı bittiğinde “Wrecking Eric – Whole Wide World” çalıyordu.

Pornonun Mucidi : Edgar Porn

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Geçenlerde çok garip bi tartışmaya denk geldim.Porno izliyordum,hani garipsenecek bişey değil arasıra çoğu kişi bakıyodur muhtemelen,fazlası da sapkınlıktır her daim.Her neyse her porno malum bir sonla biter bilirsiniz.Nasıl olsa anladınız,pornonun son kısmını daha fazla açmama gerek yok.Gerçi daha dallı budaklı bazı alt türlerinde kadınları öldürüyorlar ama benim bahsettiğim o değil.

Efenim sevişmenin sonunda adam malum nokta vuruşunu yaptı,ama hatun (Briana Banks) önceden göğüslerime demiş.Adam o coşkunlukla mıdır nedir,kadının suratına bırakıverdi.Öyle olunca da bizim profesyonel bayan pornocumuz epey sinirlendi.”Sen napıyorsun Allah’ın hıyarı,sana göğüslerime demedim mi?” diye fırça attı.Adam da suçu rejiye attı.”Bana yönetmen öyle dedi,ben napabilirim?” diye pası yönetmene gönderdi.Sonra böyle üçlü bir kapışma büyüdü gitti.Yok o oraya dedi,bu buraya dedi.Hani yaptıkları işin zaten ne kadar düşük bir iş olduğunun farkında değiller gibi.Yüze ya da göğüse yapılmasının bir farkı varmış gibi.Harbiden bana çok komik geldi,gülmekten yarıldım.

Bi de hata diye bahsedince aklıma bundan 1 sene önce gibi izlediğim bi video geldi.Bu tabi daha komikti,forwardlana forwardlana dolaşan türden bişey.Yine erkekle kadın coşmuş durumda,işin finaline doğru gidiyorlar.Adam yine nokta atışını yapacak.Ama nasıl yapıyosa,ediyosa hedefi kaydırıyor,yakın plandan çekmeye çalışan gariban kameramanın üstüne boşaltıyor mermileri.Kameraman da sinirli sinirli bi mendil istiyor ordan.Her mesleğin iş kazalarının ciddiyetleri farklı tabi,elden bişey gelmez.

Konuyu porno diye açınca hepsini tek bi başlıkta toplayayım dedim,malum hassas konu.Herkesin hoşuna gitmeyebilir.Hoşuna gitmeyenleri de sonuna kadar haklı görürüm.Her neyse asıl konumuz ilk pornocu kişilikti.Bu yazıyı da yaptığı mesleğin gereğine uygun olarak düşük bir ahlak seviyesi ile yazmayı tercih ettim.Çünkü öbür türlü baktığım zaman hiç komik ve ilgi çekici olmuyor.İlgi çekici olmayan “Censored” versiyonuna buradan ulaşabilirsiniz.Bir onu okuyup,bir de bunu okuduktan sonra bana hak vereceğinizi umuyorum.

Pornoculuğa ilk imzayı (yoksa nokta atışını mı deseydim) ünlü ingiliz şairden adını alan Edgar Porn atmıştır.1931‘de ilk sinevizyonda bir fahişeyle s.kişini çeken Porn,2 yıl sonra 11 yaşındaki kuzenine tecavüz edince babası tarafından s.ki kesilmiştir.Babası hata yapmasaydı Edgar Porn porno tarihine altın harflerle yazılacaktı belki de.Babası sıkı bir katolikken,annesi fahişeymiş ve ilk annesi ile s.kişmiştir.Daha sonra Edgar Porn’un hayatındaki acıları gören diğer kafadan kontak insanlar bunu bir sektör haline getirmeye karar vermişlerdir.Porno özellikle internetin patlama yaptığı 1990′larda altın çağını yaşamıştır.Edgar Porn’un babası her ne kadar onun film bantlarını yok etmeye kalksa da,Edgar kopyaları çoğaltıp,Avrupa’ya göndermiştir.Bu sayede torrent sitelerinde kısa bir arama sonucunda Edgar Porn’un filmlerine ulaşabiliriz.Edgar Porn,Türk sinemasında da çok büyük etkiler yaratmıştır.Sinemada seks furyasının döndüğü yıllarda Tokmak Nuri gibi bir karakter kazandırmıştır bize.Porno sektörünün parlayan yıldızı Şahin K.‘dan bahsetmiyorum bile.Her sene 31 Mart gününde pornocular grup yaparak Edgar Porn’un ölümünü ve sektöre getirilerini anmaktadırlar.

Yazı bittiğinde “Senses Fail – Institutionalized” çalıyordu.Ayrıca bu yazıyı 5posta’ya ithaf ediyorum.Son olarak da fikir olarak bana büyük katkısı olan Respekto’yu öpüyorum.

Webmaster Araçları

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Hepimiz de biliyoruz ki,ben dahil pek çoğumuz webmaster değiliz.2-3 temayı alıp,sağını solunu değiştirmekten çok çok daha ekstra bi olay bu.Bi yığın kod bilgisi gerekiyor en başta.Gerek Google olsun,onun yanında Live veyahut Yahoo olsun,hepsi sitesiyle daha ilgili insanları seviyor.Tabi Live arama motoru diğerlerine göre biraz daha salak sonuçlar çıkarabiliyor.

Anladığınız üzere arama sonuçlarında iyi yerlere ulaşabilmek için arama motorlarına dalkavukluk yapmak gerekiyor.Metallica’nın da dediği gibi “Sırtımı kaşı ki,seninkini bıçaklamayayım.” prensibi üzerine kurulu bir ilişki bu aramızdaki.Bu yüzden de bu 3 dev arama motoru,dalkavukluğumuzu ekstra düzeyde tutabilmemiz için bize Webmaster Araçları adında bir takım zamazingolar sunuyor.

Webmaster araçlarına değinmeden önce site haritasından biraz bahsetmem gerektiğini düşündüm.Site haritası dediğimiz olay sitenin detaylı bir görünümünü sunuyor robotlara.Sitenin varoş,kenar bağlantılarından tutun da en elit kesimlerine kadar bölgelerine sunup,buralardan robotların parsel almasını sağlıyoruz.Verilen blog sistemlerinde genelde sitemapler oluyor.Ama şayet normal bir site sahibiyseniz,iyi yerlere gelebilmeniz için site haritası oluşturmanız şart.Bu konuda en başarılı program olarak size Micro-Sys A1 Sitemap Generator’ı önerebilirim.Programı kullanması gerçekten çok kolay.Basit bir kaç adımda size site haritanızı veriyor.

Sitemapleri tanıtacağımız Webmaster araçlarından bahsetmek gerekirse,en bilinen ve önemlisi tabi ki Google Webmaster araçları.Sık yapılan arama sorguları,backlinkler,robot.txt analizi,sitemap ekleme gibi birçok özellik sunuyor ve siztenizi Google’da optimize etmek açısından çok önemli.

İnternet sitesi işiyle az çok uğraşan 10 kişiden 8′i Google Webmaster araçlarını zaten bilir.Ama bunun yanında teknolojiden ve teknikten geri kalmayan rakipleri de (tabi onlar kendilerini rakip görüyorlar ama yanından bile geçemezler) bir takım webmaster araçları çıkardılar.Bunlardan en önemlisi Yahoo’nun sunduğu Site Explorer (Ya da site kaşifi deyin,ne derseniz diyin.).Aynı şekilde Yahoo da Google’ın yaptığı şekilde,bu aracı kullanıp,sitemap’ini yükleyen kullanıcılara daha fazla kıyak geçiyor arama motorunda.Zaten olması gereken de budur.Bu araç da aynı şekilde backlinkleri ve buna benzer özellikleri sunuyor.

Webmaster araçları furyasına en son katılan araç ise Live Webmaster Tools.Yukarıda bahsettiğim programla oluşturduğumuz sitemapleri de bu adrese yüklüyoruz ve ardından Live arama motorunun bize kıyak geçip rakiplerimizden yukarıda çıkarmasını bekliyoruz.Saydığım 3 araç içinde en zayıf olanı da bu.Doğru dürüst bir rütbe sistemi kullanamıyor.Sitenizi bir gün 5 yıldız rütbesinde gösterirken,diğer gün 3 yıldızda gösterebiliyoruz.Ayrıca araç size link veren en yüksek Live rütbeli 5 siteyi sıralıyor.

Ben dahil herkeste bir Google aşkı var.Diğer arama motorlarına yönelim çok az.Ama unutmamak lazım,arama motorları kendi aralarındaki site sıralamalarını da inceliyorlar.Örneğin Yahoo’da iyi bir yerde olmak da Google’daki sıralamanızı etkileyebiliyor.O yüzden bu az meşakkatli işle kısa bir süreliğine uğraşıp,sitenin geleceğine yatırım yapmak sizin açınızdan güzel olacaktır.

Yazı bittiğinde “The Robins – Riot in Cell Block #9″ çalıyordu.