Bi Daha, Bi Daha, Bi Daha !

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Futbola karşı 6. dereceden daha az bi yakınlığım yoktur. Bu derece tanımlaması da biraz garip oluyor. En iyisi biraz daha açayım, az derken, anlamadığım anlamda az. Yani burada mantık kayıtsızlığı yaşadım bi an. Normal bi anlatım içinde 6. dereceden fazla demem gerekirdi. Sonuçta bu tür şeylerde derece arttığı zaman, ona karşı duyduğun ilgin ve alakan tam bir ters orantıyı seyrediyor. Dediğim gibi, anca merhaba merhaba. Galatasaray‘ı ürekten tutan bi insan olsam da, maçları o haber bültenlerinin sağ üst köşesindeki skor bandından takip ederim. Tabi evde Lig TV olsa bu yakınlığımın artacağına karşı şüphem yok. (Burada da aslında futbola yakınlaşacağımı kastetmiştim.) Neyse, bizim çok şerefsiz bi komşu var, onun ADSL şifresiyle Sopcast‘ten Lig TV‘ye bağlanıp, Laptop‘ı da 82 ekrana bağlayarak izliyoruz maçları. İllegalitenin bu kadarı. İçim sızlamaz vallaha. Böyle davarlara müstehak. Bana “Rabbena, hep bana” lololosunu çekmeden önce düşünecekti.

Tabi Dünya çapında takımları toplayan turnuvalar, herkeste bıraktığı gibi bende de apayrı bi tat bırakır. Aslında şanslıyımdır ki, bende futboldan anlayanlara göre daha fazla tat bırakır. Zira, herkes Rıdvan Dilmen gibi “Oyunu okuyan adam” havalarına girerken, ben çoğu takımda 1 tane futbolcuyu bile tanımadığımdan o maçların ne sürprizlere gebe olduğunu bilemem. Aslında çoğu “Ben demiştim yaaa, böyle olacaktı” tipleri de bilmemektedir. Lakin taraftarlığa b.k sürdürmeme taraftarıdır. Şimdi kupa diyince aklıma Türkiye- Senegal maçı geldi. Dünya Kupası günlerinden güzel ve eğlenceli maçtı. Kupayı, ömrü boyunca bünyesinde ve programlarında hiç bir argo, küfür, laf çarpma, dil atma bulundurmayan TRT (a.k.a. Tırt) yayınlıyordu. TRT bu tabi, sadece küfür konusunda da cimri değil. Yıllardır süren “Bir Kelime Bir İşlem” programında toplamda taş çatlasa 5 milyar dağıtmıştır. Yıllardır sürüyor ve hediye verilen ikramiye hiç değişmedi. Programda 200 YTL alan rekor kırmış gibi seviniyor. Gerçi rekor harbiden de öyle. Adamlar 6-7 rakamla kuantum fiziğinin sırlarını çözecek kadar matematik işlemleri yapıyorlar, ama aldıkları para 2 kutu açıp 200.000 YTL alanın binde biri. Senegal maçı diyorduk, orada bi ilke imza atmıştı TRT. Daha doğrusu kameralara denk gelen bi çocuk. Nasıl olduysa kamera ona geldiğinde ani bi çeviklikle okkalı bi nah hareketi yapmıştı. Hem de kollu, hardcore versiyonunu. Ama müteşekkir olmak lazım. O kola seyircinin tepki vermediğini gören TRT, yayın anlayışında kendini biraz daha salaşlaştırmıştı, ölü toprağını atmıştı. İkramiyeleri de ufaktan arttırmıştı. Bu kadarı da yetmez. TRT’yi kendine getirmek için en azından her maçta seyircilerimizin iki elini havada birleştirip sağa sola sallandığı “Boylu boyunca gireyim sana” hareketini yapmak lazım.

Euro 2008‘in de neredeyse bütün maçlarını, futboldan bihaber bi insan olarak, zevk alarak izledim. Son derece sürprizlerle dolu bi kupa (Mesela buradaki derece artınca, daha da sürprizle dolu oluyor) Sonuna kadar ağzım açık izlediğim maçlar oldu. Herşey belirsiz. Futbol gurusu adam modunda ahkam kesen neredeyse herkes g.t oldu. Rıdvan, oyunu okuyamadı. Gerçi hiç okuyamazdı o, yayın ona 5 saniye önceden geldiğinden, gol olduğunu gördüğünde “Gol olur” derdi. Futboldan çaksa Fenerbahçe’de doğru dürüst teknik direktörlük yapardı. Herşey belirsiz kupada. Ama hala sonu bilinen bir film gibi. İspanya kupayı kaldıracağı sırada dedim ki, “Aha We are the Champions” çalacak. Müneccim b.ku yememiş bi insan olarak bu kehanetimin hiç de şaşırılacak bi yanı olmadığını zaten biliyorsunuz. Koskoca, milyon dolarların döndüğü, ne zaman neyin belli olacağını bilmediğimiz bir organizasyon. Maçı kazandığın an değil, kupayı kaldırdığın an finaldir zaten. Ve kupayı kaldıran takımın orgazm olacağı o anda yıllardır bozuk plak gibi dönen bi şarkıyı çalıyorsunuz. (-Lan Casillas, nedendir bilmiyorum ama sanki bu anı daha önceden yaşamışız gibi geliyor. -Dejavudur dejavu.) Bana bunun benzeri bilinmedik şarkılar yok demeyin, vallahi kafanızı yararım elimdeki altıpakların kabzasıyla. Milyon milyon eurolar sebil gibi akarken, yaptığınız işi tam yapın bari. İlla içinde “Biiiiz şampiyonuuuuz” geçmesine de gerek yok. Mutlu bi şarkı olsun yeter, insanı o an moda sokacak. Zaten Queen’in şarkısı matah bişey değil. Sadece organizatörlerin işgüzarlığının bi sonucu.

Bu beleşçilik sadece sporda da yok tabi. Onlara nazaran çok daha az paralarla dönen haber bültenleri de aynı pokun soyu. ATV bundan pek de uzak olmayan bi zamanda, haber bültenlerinin içine belli manyaklıkta şarkılar döşedi. Gerilim ya da hüzün dolu haberlerde “Requiem for Dream”, mutluluk dolu haberlerde “Amelie Theme”, absürd haberlerde ise Ocean’s Twelve’di sanırım, evet onun müziğini kullandı. Seyircilerimiz sanki gerizekalı ya, onlara haberi izlerken hangi tepkiyi vereceğine dair rehberlik ediyor müzikler. (-Şimdi burda adam, işletme sahibi namaz kılarken dükkanını rahatça soyup soğana çeviriyor. İşletme sahibi için kötü bi durum, izlese Requiem for a Dream çalardık lakin biz bu adamın salaklığına gülüyoruz. Ondan biz buna absürd diyelim. Verin yavrum ordan Ocean’s Twelve’i de ortam şenlensin.) Bu denli gerizekalı bir habercilik anlayışının üzerine bu 3 şarkıyı neredeyse her açtığımız kanalın haber bülteninde dinler olduk. Ne mutlu ki, o maçtaki çocuk kol hareketini fazla abartmamış. Yoksa TRT bile bu müzikleri çalıyor olabilirdi.

Anlamıyorum sevgili okurlar, gerçekten anlamıyorum. Sürekli aynı müzikleri duymaya sadece sinemada mı tahammül edemiyoruz? Durun ona niye tahammül edemediğimizi söyleyeyim. Yanımıza bi hatun alıp girdiğimiz filmde, toplamda en azından cebimizdeki son 25 lirayı domaldıktan sonra farklı bişeyler görmek istiyoruz değil mi? Ömrü boyunca dinlediği müziğe bile kulak kabartmamış adamlar, Atilla Dorsay edasında, izlediği filmin müziği üzerine laf edip, b.k atmaya kalkınca sinirlerim oynuyor. Parasının karşılığını alamadığı için intikam alır gibi. Olsun ama, en azından adamlar senin için, dinle diye yeni bi şarkı üretmişler ya da güzel bir seçki, kolaj oluşturmuşlar. Her filmin finalinde “We are the Champions” çalsa daha mı iyi olurdu? Gerçi buna da alışırdık. İnsan olarak nelere alışmadık ki? Bozulan ekmeklere bile alıştık. Tabi ekmek bize adaptasyon sağlamadı. Biz de ekmekler gibi kanı bozuk insanlar olduk çıktık. O deği
l de ben müzik albümü tanıtacaktım bugünkü konuda, yalan oldu. Neyse bi sonraki başlığa.

Yazı bittiğinde “Nightingale – Trial and Error” çalıyordu. Evet, bi dahaki başlığa yine zihnimin treni raydan çıkıp gitmezse, bu elemanların mükemmel albümünü inceleyeceğim. Makası çevirmeye kalkmayın, beni uçuruma atmayın. Yakında albümün linkini koltuk altıma alıp, geliyorum.

Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi

 Yorumunu ekle

7 yorum yapılmış bu güzide postaya

  1. henster Der ki:

    Bundan sonra gelecek olan yorumların çoğu üst kat yada alt kalt komşunun LİG tv sine nasıl bağlanacağı yönünde olacaktır.

    Ayrıca İllegalite kelimesini nerden buldun be hacı. :D

  2. Nes Der ki:

    Deli profesör bir Galatasaraylı olarak seninde Galatasaraylı olmana sevindim..benimde futbol bilgim maç özeti izlemekten öteye gidemedi(5.derecemi oluyor?)..şu “trt nah” olayını kaçırdım ama ben(aynı maçı izlememe rağmen)..neyse..konuyla ilgisiz ama ben bir zamanlar(bir ay oldu heralde) senden (ç)alıntı yaptım..bugün ilk kez alt tarafa indiğimde “bi izin al” diyodu..hakkını helal et:P..

  3. Taylan Der ki:

    Doktor şu satıyorum sattım alanını yeni gordum. Hay görmez olaydım. :)

    Sinema’da farklı bir şey görmeyeli uzun zaman oldu. En son Bakırköy renk sinemasında “Kasap” adlı İtalyan filminde önümüzdeki çocuk o kdar ailenin orta yerinde asılmıştı. Beyazperde de kafası bir aşağı bir yukarı…

  4. KuPa k1z1 Der ki:

    Henster dedi diye şu Lig tv mevzusuna pek dalmamış sevgili okurlar:)Ama ben öyle göze böyle kalem diye giriyorum konuşmaya ;)
    ohhh içinin yağları erimiştir kesin profum ahahaha birde merakım dindi:)) saolasın profum…Nightingale;)

  5. otopsiraporu Der ki:

    alışırsınız doktor! hayat klişe boş pompala coş!

  6. Anonymous Der ki:

    çok yer de denk geliyor yorumlarınız. olayınız sadece pompalamak galiba?

  7. Deli Profesör Der ki:

    @henster Hocam birisi senden çekindi herhalde, mail atmış bana :D
    Valla yazarken nerden geldiyse aklıma geliyor böyle şeyler, yazıyı rutinlikten de alıp götürüyor hani :D

    @nes O sahne benim yıllarca hafızamdan hiç silinmedi, hatta yerini sürekli sağlamlaştırdı. Dünya bu kupasında bu denli alaturka bi hareket görmek gerçekten de oldukça komikti. Herkes maç heyecanı sırasında ekrana bakmıyor tabi, sen de o sırada aynı şeyi yapmış olabilirsin.

    İslami usüllere uygun olması için 3 kere sorman gerekiyor “Helal ediyor musun?” diye :D

    @taylan Siteyi sürekli takip edenler yeni bişey görmüyor da, bi anda bakanlar için çok yıkıcı bir etkisi olduğuna eminim :D
    O ne abi ya, dediğin filmde oluyordu değil mi?

    @kupa k1z1 Oh vallaha, albümü inceleyince iyice eridi :D Lig Tv mevzusuna gelince, sadece 1 kişinin mail yoluyla sorması daha iyi oldu. Burdan bu kötü hareketlerle millet gaza getirmemek lazım, kötü şeyleri çok çabuk örnek alıyoruz çünkü :D

    @otopsiraporu Pompadan ziyade klişe sürüsünün içinden özgünleri ayıklayalım derim ben :D

    @isimsiz Bütün mecazi ve gerçel anlamlarıyla evet :D

Anlat derdini Marko Paşaya