One Flew Over the Cuckoo’s Nest

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

One flew to east
One flew to west
and
One flew over the cuckoo’s nest

Hem filmin,hem de dünyadaki bütün insanların sabah uyanmasıyla çizeceği yolun bir şekilde belirleneceğinin de yegane göstergesi olan bir tekerlemedir bu.Çok kısadır,ama içindeki anlam çok derin.Başkalarının istediği gibi yaşayıp sağa sola,belli bir nizam içinde uçmak, veya sistemin içine sığamayıp bir şekilde contaları sıyırmak.Diğer tabiriyle ise Guguk Kuşları’nın mekanlarına rötarlı bir geçiş.Pek çoğumuzun pek çok şeyi istemeden yaptığını,ya ekmek parası ya da sevdiği birkaç insan için yaptığını biliyoruz.Hayat ağırdan veya hızlıdan ömrümüzden alıp giderken,pek çok hayal de sürüklenip gidilen,başkaları için yaşanan hayatın içinde sönüp gidiyor.

Ken Kesey‘nin 1962‘de yazdığı roman ve 1975‘te Milos Forman tarafından mükemmel bir şekilde uyarlanan bu film her saniyesinde,hatta her nano salisesinde bize bunları düşündürtüyor.Düşündükçe yer yer üzülüyor,yer yer kafayı sıyırmışçasına gülebiliyoruz.Akıl hastanesindeki insanların metaforlarla dolu dramlarına eğiliyoruz 2 saat boyunca.

R.P. McMurphy (Jack Nicholson) Bulunduğu hapishane ortamından kurtulmak için delice davranan,deli taklidi yapan bir insandır.Yaptığı pek çok taşkınlıktan dolayı da akıl hastanesine gönderilir.Öyle insanlar görür ki : Kimisi tam anlamıyla dış dünyayla bağlarını koparmıştır,kimisi ise akıllıdır,ama akıllı olduğunun farkında değildir.Bazıları da dış dünyada korktuğu,kaçmak istediği için buradadır.1001 çeşit sebep var anlayacağınız.Ama McMurphy de tam anlamıyla bir asidir ve buradaki insanları Hemşire Ratched (Louise Fetcher) ‘ın otoritesinden kurtarmaya çalışır.Bu kısımda da aslında çok büyük bir metafor devreye girmektedir.Devletlerin otoritesini kaybetmemesi için insanları susturmaya çalışması.En basitinden 1 Mayıs’ta kafalara durduk yerde inen coplar gibi düşünebiliriz.Akıl hastanemizde ise coplarımız,beyine verilen,insanın aklını her seferinde daha fazla yok eden elektroşoklardır.McMurphy kendini deli sananlara akıllı olduğunu farkettirmek için kendini feda eder adeta.Delileri hastaneden otobüsle kaçırıp balık tutmaya götürmekten tutun da,hastaneye kadınlar getirmeye kadar.İnsanların gözlerini bir nebze açar.Bazıları niye buraya düştüğünü sorgulamaya başlar.Ve kalesinin düşmesinden korkan hemşire,adeta insanları susturmaya çalışan baskıcı bir başbakan gibi her defasında şoku verir McMurphy’ye.

Filmin en büyük kopma noktası bana göre,McMurphy’nin ileride camı kırmak için kullanacağı büyük su kutusunu çıkarmaya çalışmasıdır.Çıkaramadığında şöyle der : “Olsun,en azından ben denedim. ” O kutu filmin finalinde de çok büyük yer teşkil etmektedir.Hatta,filmin finalinin sinema tarihindeki en güzel finallerden biri olduğunu söylesem abartmış olmam.İnsanın içinde isyan doğuran,tüylerini diken diken eden türden bir final.

Milos Forman,sinemasının alametifarikalarını bu filmde de göstermiştir her zamanki gibi.Jack Nicholson gibi bir manyağı,oynadığı rolü yaşayan bir sinema aşığını oynatarak çok doğru bir seçim yaptığını göstermiştir.Bu rolü başkasının oynadığını düşünemiyorum,bu kadar güzel olacağını da sanmıyorum.Bunun yanında Christopher Lloyd ve Danny DeVito gibi tanıdığımız oyuncular da deli rolleriyle kafamızda çok çeşitli düşünceleri yaratmıştır.

İnsana izlediğinde yeni düşünceler katan,artık o insanı eski o yapmayan filmlerden biridir Guguk Kuşu da.Eğer hala izlemediyseniz mutlak bir yerden bulup izlemenizi öneririm.Bu en iyi sistem eleştirilerinden biri olan filmi kaçırmak isteyeceğinizi sanmıyorum.


Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi

 Yorumunu ekle

16 yorum yapılmış bu güzide postaya

  1. Damacana Der ki:

    Jack Nicholson’ın harbiden deli olduğuna inanmaya başladım.

    Şaka bir yana büyük oyuncu, takdir ediyorum.

  2. 3K Der ki:

    (h2co3) :) dedi ki

    Jack Nicholson bir çok filmini izledim ama bu izlediklerimin arasında yok

    tekneye binişde herkesi doktor olarak tanıtması sıkıntılı yüzümde gülümseme yaptı

    Niclholson çok büyük bir oyuncu

    ayrıca bir şey dikkatimi çekti bu film ve kitabı 40 yıl öncesinde ve Nicholson delileri gezmeye götürmesi sosyal aktiviteler yaptırması eğer o dönem tedavi aşamalarında yok ise bu filmi ile tıp tarihine yön veren filmlerden sayabiliriz

  3. Kasımpatı Der ki:

    Jack Nicholson çok beğendiğim süpper bir oyuncudur.

    Birçok kişi onu Antony Hopkins ile karıştırıyor.Hatta ”Kuzuların Sessizliği” filminde onun oynadığını savunup iddiaya girenler gördüm :)

    ”Yuh !!!”diyeceğim ama çok benziyorlar cidden :D D

  4. Deli Profesör Der ki:

    @Damacana Shining de deliliğinin zirve noktası olsa gerek :D
    @3k Delileri kontrol etmesi zor olur diye çıkartmıyorlardır büyük ihtimalle :D
    @Kasımpatı Ama o derece benzetenlere da harbiden yuh demek lazım :D

  5. ZehirliÖrümcek Der ki:

    Valla sadece senin gibi bir delinin anlatımından bile etkilenerek bu filmi izlemek istiyorum.Hatırlar gibiyim,sanki izledim ama eğer aklımda kalmadıysa mutlaka tekrar izlemeliyim.Bak sende delisin ama nelere sebeb oluyon :)

    Haa unutmadan Kasımpatıcıma katılıyorum E Yuhhh yanee!

  6. Cevval Portakal: Der ki:

    Jack Nicholson’dan daha iyi deliyi oynayan yoktur herhalde. Shining’de de gördük, gerçi ordaki biraz daha vahşi bir delilikti ama olsun.
    Guguk Kuşu’nu bana küçükken babam izletmişti. Filmlerin genelde orjinal adını kullanırım ama bu film “Guguk Kuşu” adıyla yer etmiş bende. Hatta bunun gibi bir çok büyük filmi bana babam izletti küçük yaşlarımda. Çok baba adam babam hee yeni yeni farkediyorum, şaheserlerle yetiştirmiş beni.

  7. Deli Profesör Der ki:

    @zehirliorumcek En kötü film bile güzel anlatımla değer kazanabilir :D (Bkz. Cevval Portakal’ın bi üst başlıkta yaptığı basın açıklaması)

    @Vay be babadan babaya fark var.Benimkisi sayesinde western harici bişey göremedim :D

  8. Damacana Der ki:

    Bugün bu yazının gazı ile filmin orjinalini aldım :)

  9. Deli Profesör Der ki:

    Her eve lazım hocam bu film vallaha iyi yapmışsınız.Sırf o finale bile değer bence.Tüylerim diken diken oluyor.

  10. kubio Der ki:

    doktor=sen deliye benzemiyorsun, bizi kandırdığına inanıyorum. :D :P

    hayattan çok şey aldığını sanıp, kendini çok zeki, çok güçlü zannedenlere,
    sadece ilgi çekmek için ‘deli’ numarası yapanlara,
    bu kocaman tımarhanede herkesten farklı olduğunu düşünenlere
    tokat gibi bi film..
    film güzel de anlayana tabi :)

    süper kişilik :mcmurphy
    süper oyunculuk:Jack Nicholson :D

  11. Deli Profesör Der ki:

    O akıl hastanesinde bulunacak kıvamda arıza olmasam da hafiften tahta eksikliği var kafamda ne yalan söyliyim :D Zaten kafada böyle birkaç tahta eksik olması lazım ki hava girip çıksın içeriye.Ben akıllıyım diye kasınacağıma,deliyim derim,mesuliyet de kabul etmem.İstediğimi de yaparım,deli olduğum için de kimse bişey demez.Böylesi daha iyi :D

    İnsana çok şey katan yegane filmlerdendir.Bu filmi beğenmedim diyen adamı harbiden adamdan saymam.Muhabbeti de keserim :D

  12. kubio Der ki:

    Ne yalan söyleyeyim , ürktüm :D

  13. Kasımpatı Der ki:

    Bu filmi beğenmedim :) ))))

  14. dicle Der ki:

    Guguk Kuşu! Arkadaşımın zoruyla izledim ama çok sevdim bu filmi. Kendi isteğiyle akıl hastanesinde olması falan :D

  15. Deli Profesör Der ki:

    @kasımpatı Benim baba yadigarı altın kaplamalı meşe odunum nerde du bakayım :D

    @dicle “Sevmeyeni meşe odunuyla dövüyorum” isimli bi kampanyam vardı zaten Dicle Hanım.İyi ki beğenmişsiniz :D

  16. Damacana Der ki:

    Şefin ayağındaki Converse’ler manyak :)

Anlat derdini Marko Paşaya