Kel Erkek Seksi Erkek ?

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Aklımdan geçeni hayata geçirmeyi severim. Yani bi nevi “Anı Yaşa” mottosuna bağlıyım. Bi şekilde o an düşündüğümü yakın bi zamanda yapmazsam onun derdi başıma ağrılar sokuyor. “Ulan acaba artık çocukluğum bitti mi?” diyorum. Benim manyaklığımın kaynaklığı içimde bu bitmeyen çocuk ruhundan kaynaklanıyor çünkü. Gerçi herkeste durum öyle. İnsan içindeki çocuğu derinlere depikledi mi bi daha eskisi kadar eğlenceye ve ani hareketlere açık olamıyor. Şöyle 15-16 yaşındaki yeniyetme kızlara bakıyorum da gülmemek elde değil. Herkes daha fazla çocuk kalmanın derdindeyken bu yaştaki hanım kızlarımız öyle bi ağır abla moduna giriyor ki, gören 50 katlı rezidansında resepsiyon veriyor da misafirleri ağırlıyor sanır. Allah’ın salağı bi kere gelmiş hayata, onda da suya sabuna dokunmuyor.Bi de büyüme hevesi var ya tabi kendinden 10-15 yaş büyük dedesi yaşında heriflerle çıkıyorlar.”Ulan hadi kız salak, dedesi yaşında sen, hıyar çocuk, sübyancı gibi küçücük sabiyi sömürmeye utanmıyor musun?” diyesim geliyor ama onların içindeki çıtır piliç isteğinin enginliğini tahmin ediyorum. 1 taraf kendini mental açıdan tatmin ederken, diğeri ise kızın sağını solunu mıncıklayarak, yer yer olayı daha ileri götürerek cinsel açıdan tatmin edebiliyor. O vakite kadar ağır abla modunda duran o kıza bi baksanız hele, elin 25lik baltasının elinde nasıl oynak olmaya başlıyor. İşte bu karakteristik durum yüzünden bazı kızları peynire benzetiyorlar, yani kaşar peynire.İkisi de yıllanmış durumlarla muhafaza içine girince kendi kıvamını buluyor. Benim teorim bu yönde.

Evet anı yaşamaktan bahsediyordum, bi an bu çok soğuk geçen kış mevsimine gitti aklım. Öyle bi usturaya vurdurma isteği geldi kafaları içimden.Kardeşime de söyledim, benden manyak olmasın o da kabul ediverdi. İşte, olağan durumların dışına çıkmak böyle bişey. Mantık duruyor. O soğukta o kafayı sıfıra vurdurduğunda beyninin soğuktan büzüşeceğini, arabın daşşağına benzeyeceğini hiç düşünemiyorsun. Hiç düşünmeden cart diye vurdurduk kafaları. Ama berber kışın bu ortasında saçını kazıtmak isteyen bir, yok yok iki kişi görünce bi hayli şaşırdı. Zira kış vakti böyle bi manyaklık yapan çok nadir oluyormuş. Hele hele iki kişi birden bulursan direk kafasını öpecen. Böyle anlar bana gerçekten özel geliyor. İki kardeşin paylaştığı çok güzel, eğlenceli ve unutulmayacak anlardan birisi. Sıradan insanların yapmadığını düşündüğün şeyi yapmak akılda kalıcı oluyor anı bazında. Tamam, bu olay yıllardır kel bi durumda olan Homervari insanlar için olağan olabilir. Keller o duruma alışmıştır zira. Soğuğa göre kafaya ince ayarı çekiyor beyin bi şekilde. Muntazam bi organ. Ama yeni kestirince öyle bişeyin olmayacağının garantisini verebilirim. Neyse tıraş bitti, bi baktım “Çaaat, çaaat” vuruyorlar kafama. İçimden küfrederken, dışımdan “Noluyo abi, niye vuruyorsunuz?” dedim. Adetmiş meğerse, kafasını usturaya vurduklarına lak diye vuruyorlarmış bi kaç kere.

Tam yumurta kıvamında olmamak için sakalı da sıfırlatmamıştım o zaman. Yalnız kış vakti ne soğuk yedi bu beyinler bee. Oturma odasında klima var, orda pek bi üşüme olmuyor ama babamın ve annemin dırdırını çekmemek uğruna günümün %90ını bu odada geçiriyorum. Yaşlanıyorlar sanırım, her bişeye laf eder, bulduğu her açık üzerine yarım saat konuşur oldular. Zaten beynimin yanında konuşurken de dinlemiyorum, boşuna onlar da dırdır edip dillerindeki tükrük bezlerini zayi etmesinler. Bütün gün geçerdi de, uyku vakti geldi mi geceler geçmezdi. Yatmadan önce üstündeki kazak türü şeyleri çıkarması da apayrı bi zor. Yeni kazıtılmış kafaya öyle bi takılıyor ki çıkarırken, inanamazsınız. Zamklanmış gibi. Çıkarırken kafanızı da yukarı çıkarıp koparmaya çalışıyor kazak. Güçbela her gece onu da çıkardık, emme buz gibin odada geceleri havanın da 10 derece civarı soğuduğunu düşünürsek, beynin büzzük kıvamına geldiğini anlayabilirsiniz. İlk birkaç gün kafama hiç bişey sarmayı akıl edemedim. Geceleri kafayı yorganın içine sokuyordum, ama bu türlü de oksijensiz yorganın içinde nefes alamıyorsun haliyle. Sabahlar olmuyor. Sonraki günlerde eşarp gibi bişeyler taktım, tam hatırlayamıyorum. Böyle böyle kışın en soğuk günleri geçti. Ama ne oldu, anı ertelemedik, olması gereken de buydu.

Bu hikaye de zaten dün yine kafayı kazıtmam üstüne aklıma geldi. Yalnız bu sefer kafam atmıştı, saçın yanında sakalı da kestirdim. Çiftlik yumurtasından pek bi farkım kalmadı anlayacağınız. Yani şu durumda kafayı kuluçka makinesine sokup 28 gün bekletsem içinden bişeyler çıkar illa ki. Kendimi ne zamandır bu denli çıplak hissetmemiştim. Kafama dokunuyorum, bomboş, çeneme dokunuyorum, bomboş. Devletin üstüne otopark kuracağı boş araziler kıvamındayım, bi tadilat bekliyorum.

Lan onu da geçtim, kafamdaki kılları kesince, kafam sanki küçülüyor gibi geliyor. Bende öyle bi boyun var ki, Tolga Garipoğlu‘nun boynu halt yemiş yanında. Biraz orantısız imal etmişler gibime geliyor. Kılların kattığı hacim gidince kafam boynuma göre küçük kalıyor sanki. Aynı Tolga Garipoğlu vallaha. Bi yandan da Umut Sarıkaya karikatürlerindeki tiplere benziyor. Dün zaten aynaya baka baka 15 dakika güldüm bu küçük kafalı herif ben miyim diye. Siz siz olun, kıllarınızın kıymetini bilin. Ama iş anı yaşamaya gelince Antarktika‘da olsanız bile kazıtın kafayı. Sonra baktınız, benim gibi kafayı küçük hissediyorsunuz, bende kıl bol, Deli Profesör Pazarlama aracılığıyla ayaklarınıza kadar sunarım. Ha bi de unutmadan kafayı kazıtırsanız dışarı çıkarken mutlak bolcana yağlayıp dolaşın, acayip seksi duruyor.

Ayrıca her ne kadar kıldan gözükmeyen kıvamda bi adam olsam da bu şarkıyı kellere armağan edebilirim diye düşünüyorum.

Yazı bittiğinde “Cenk ve Erdem – Noksan” çalıyordu.

Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi

 Yorumunu ekle

9 yorum yapılmış bu güzide postaya

  1. Cevval Portakal: Der ki:

    Ben bunu lisede yapmıştım, lise boyunca saç uzatmaya çalıştım. Tüm girişimlerim kaş hizasının altına inemedi. Sonunda baktım böyle bir sonuç alamayacağım, illa marjinal olacağım ya, ters yönde bir çaba sarfetmeye karar verdim. Tam parlatılacak kıvamda olmasa da “3 numara” diye tabir ettiğimiz şekli aldı saçlar. Maymuna döndüm adeta. Sivil hayatta gerekli takılar ve teçhizat ile durumu biraz kurtarabilsem de kalan zamanlarda boyacı imajımın önüne geçemedim bir türlü. 1 eğitim öğretim sezonunu öyle geçirdim, çok kötüydü çok.
    Liseden mezun olalı yıllar oldu tabi, şimdi saçların telini kesmek kabus gibi.

  2. orhan Der ki:

    ben de yedi yıl boyunca saçları bir numara kestirdim. lakin geçen ay yine üç numara kestirince dayımdan aldığım “mehmet ali ağaca’ya benzemişsin” yorumu beni her şeyden soğuttu. aynaya baktım hakkaten benziyormuşum da.

  3. onurr Der ki:

    Bende kazıtmıştım bir keresinde. T-shirt giyerken oldukça zorlanıyordum. Zaten şuan saçlarımda “3 Numara” :D

  4. Taylanov Der ki:

    hocam direk taşşak olmuştur. Biz de kardeşimle öyle bir işe girişip güzelim saçlarımızı 3 numeroya vurdurmuştuk. Hayret ediyor tabi berberler kardeşlerin gelip aynı saç modelinde saçlarını kestirmelerine. Sanan skik işte ne istersem yaparım. Sürtünme arkadaşım fordçu musun?

  5. Pitekantropus Der ki:

    1 sene bonus gezdikten sonra keskin bir dönüşle 3 numarada karar kıldım.Yakıştı ama. :D

  6. Deli Profesör Der ki:

    @cevvalportakal Bana da bizim ehtiyarlar hep öyle der : “Ya komple hepsini kestiriyorsun,ya tam uzatıyorsun.Hiç bişeyin ortası yok mu sende” Tam ihtiyar lafı :D

    @orhan Harbiden öyle bişey duysam ölene kadar hippi gibi dolaşırım :D

    @onurr 3 numara bazı insanların kafasını dikdörtgen ve kocaman gösterirken,bazılarının kafasında muntazam duruyor.Benim kafamda da iyi durduğunu söylediklerinden genelde öyle takılıyorum.Ama bi sakal da konduruyorum tabi :D

    @taylanov Adamlar akşama kadar hayret edip üstüne geyik yapacak konu arıyorlar onların işi de zor :D

    @pitekantropus O upuzun saçları kestirirken hiç için acımadı mı :D

  7. Pitekantropus Der ki:

    @deli
    Zaten uzun süre düşünsem kestiremezdim.Berberin önünden geçerken içeri dalıverdim.Yolda görüp benim saçımla maytap geçen dayı tayfası hepsi berberdeydi.Samimi davranmaya çalıştılar nedense.Herhalde biz bakıyoz adam rahatsız oldu ondan kestiriyor diye düşünüp morallari bozuldu. :D
    Ama uzun saçlıyken daha seksiydim.Karizmaydım :D
    Şimdi göbek yaptım bir de kelim.Kimseler sevmez beni..(:

  8. Deli Profesör Der ki:

    Şu resime koyduğum adam sen misin yoksa :D
    Uzat hocam saçı yine o zaman.Gerçi bayağı bi zaman alıyor.Bi de aradaki kısayla uzuna geçiş dönemlerinde saç iğrenç oluyor.Ama gülü seven dikenine katlanır :D

  9. Pitekantropus Der ki:

    Ben o aradaki geçiş stili saçına pezeven. style diyorum.:D
    Yok ya bir daha uzatmaya niyetim yok valla.Hevesti geçti.(:

Anlat derdini Marko Paşaya