‘ Müzik ’ Mevzubahis Arşivi

Red Hot Chili Peppers – Unpublished Songs

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Benim rock müziğe saygı duymamı,ona aşık olmamı sağlayan yegane gruptu Red Hot Chili Peppers.Şarkılarında içerdiği eser miktarda mizah ve geyik aroması beni çılgına çeviriyordu.Onlarla tanıştığım andan sonra müzik görüşüm,hayatım değişti.Dolayısıyla bende büyük değişiklikler oldu.

Bu grup hakkında bahsedilecek şeyler hem çok,hem de çok az.Zaten herkes bu mükemmel insanları tanıdığı için pek çok kurduğum kelimenin olağan olduğunu düşünüyorum.Yaptıkları işleri,atlattıkları badireleri anlatsam satırlar yetmez.Grubun en sevdiğim özelliğiyse,bazıları tarafından bittiği iddia edilen “Punk Ruhu” nu sürdürüyor olmaları.Sex Pistols ve Iggy Pop onlara yol gösteren en önemli isimlerdi her zaman.

Grup 1983‘te Anhony Kiedis,Flea,Hillel Slovak ve Jack Irons tarafından kuruldu.Piyasada öne çıkıp,güzel müziğini icra edebilmenin gerekliliğinin farklılık olduğunu biliyorlardı ve bu yüzden yıllarca gay numarası yaptılar,sansasyonel sahne şovlarına imza attılar.Özellikle şu sadece pipilerinde çorapla çıktıları sahne olayı en olağandışı şovlarıydı.Girdikleri punk hayatı yüzünden uyuşturucuya bulaşan elemanlar daha sonra yıllarca uyuşturuyla boğuşmak zorunda kaldılar.Özellikle 1988 yılında gitarist Hillel Slovak’ın aşırı dozdan ölmesi grubu fazlasıyla sarstı.

Hiçbir zaman düşüşe geçmediler.Sürekli bir yükseliş çizgisi içindeydiler.Yalnız ne yalan söyleyeyim,şimdiki albümlerinden önceki iki albüm,Californication ve By the Way beni gerçekten korkutuyordu.Bu iki albüm çok güzel olduğu kadar,grubun olgunluğunun,durulduğunun da simgesiydi sanki.Stadium Arcadium‘u kanlı gözlerle beklerken hep nasıl bişey çıkacağını düşünüyordum.Ama Red Hot beni yanılttı ve -yine- dinlediğim en mükemmel albümlerini çıkardılar.Funk’ı,punk’ı ve rock’ı o kadar güzel harmanladılar ki vakti zamanında 800 kere dinledim Stadium Arcadium’u da.

Sonra bir gün sitenin birini kurcalarken elime bir albüm geçti.”Nası yani?” dedim,demedim değil.Red Hot Chili Peppers’ın kariyeri boyunca albümlerinde sunmadığı şarkılarından oluşan bir albümdü bu.”Amaaan” dedim,”Madem sunmamışlar,en fazla vasattır.” Ama dayanamadım,indirdim tabii.Red Hot beni bir kez daha kuyruk sokumu etmişti.Albümü dinledikçe şarkılara hayran kaldım.hepsi birbirinden mükemmeldi.Neden bu şarkıları albümlerine eklemediklerine bir türlü anlam veremedim doğrusu.Size şöyle söyleyeyim,Red Hot’ın en sevdiğim şarkısı bu albümde.Eskimo‘yu mu desem,yoksa Gong Li‘yi mi?Out of Range‘i mi,yoksa Sikamikanico‘yu mu?Valla bu albümü dinlediğimde altın madeni bulmuş bi hımbıl kovboy kadar mutluydum.Bakalım zuladan bişeyler akacak mı önümüzdeki yıllarda.

MUHTEVİYAT : 1.Body Of Water , 2.Bunker Hill , 3.Eskimo , 4.Fela’s C*ck , 5.Gong Li , 6.How Strong , 7.Let’s Make Evil , 8.Melancholy Mechanics , 9.Millionaires Against Hunger , 10.Out of Range , 11.Rivers of Avalon , 12.Rollercoaster of Love , 13.Search & Destroy , 14.Sikamikanico , 15.Slowly, Deeply , 16.Someone , 17.Stretch , 18.Teenager in Love , 19.Time

NE YALAN SÖYLİYİM,YERİNİZDE OLSAM BURAYA TIKLAYIP ŞİMDİYE KADAR 80 KERE İNDİRMİŞTİM BU ALBÜMÜ.

Yazı bittiğinde “John McLaughin – My Foolish Heart” çalıyordu.

Frank Zappa-We’re Only in it for Money

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Bundan önceki konuda müziğimizdeki tabakhaneye gübre yetiştirmekten mütevellit seri üretim sancılarından bahsetmiştim.Piyasa şarkıcıları sanki rekor kırma acelesi varmışçasına 6 aylık periyotlarla yeni albümler çıkarıyorlar.Sözler,müzikler o denli berbat bir hale gelmiş durumda ki,7 yaşındaki çocuklar bile dinlerken anlam veremiyor.Son zamanlarda “Büyüt İstersen” diye bi şarkı sağda solda çalıp duruyor dikkat ettiyseniz.Neyi,niye,kime,neye göre büyütelim diye sormadan edemiyorum tabi bu şarkıyı her duyduğumda.

Düşünüyorum da 70‘lerde rockerlar da sürekli albüm çıkarıyordu.Ama işler o zamanlar daha farklıydı.Sürekli yazan bir yazarın kaleminin daha da kuvvetlenmesi gibi,o üstadların da müzikleri kuvvetleniyordu.En basitinden herkesin anlaması sebebiyle Beatles‘ı bu konuya alet edebiliriz.Hafiften popa kaçan rock tarzlarıyla nerdeyse herkesin gönlünü fethetmişti bu muhteşem İngilizler.Her Allah’ın günü bu adamların albüm çıkardığını kim inkar edebilir?

Ama 1940 yılında doğan öyle bir manyak doğdu ki,herkesten daha üretkendi.Bu tarihi verdiğimde bazılarınız Frank Zappa dediğimi muhtemelen hemen anlayacaklardır.Müziğin en altın yılları olan 70′ler ve 80′lerde 40 küsür tane albüm çıkarmıştır bu adam.Seri üretim tarzı diyebiliriz.Ama her albümde daha da kalitesi artan bir seri üretim.Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ve her rockerın olmazsa olmaz özelliği çılgınlık.Bir keresinde Almanya’da konser verirken seyircilere zorla “Heil Hitler” dedirten bu adam,bu cümleyi duyduktan sonra “Sizin gibi Nazi piçlerine konser vermem” deyip sahneyi terketmiş.Böyle deneyimler adeta her rockerın olmazsa olmazıdır.70′ler güzel zamanlardı tabii.Aşırılık yapmayanı dövüyorlardı.Yeri doldurulamaz 52 yıllık bir hayattan sonra Frank babamız 1994 yılında prostat kanserinden dolayı hayata veda etti.

Şu an elimde iki Frank Zappa albümü var.Biri “Over-Nite Sensation“,diğeriyse “We’re Only in it for the Money“.Üstadımızın ağır basan mizahi yönünü daha çok sevmemden dolayı daha geyik albümü We’re Only in it for the Money’den bahsetmek istedim.

Zappa’nın 1968 yılında çıkan 3. albümü olan bu eser,sanatçının ne kadar geyik bir müzisyenlik hayatı yaşayacağının bir göstergesi adeta.19 şarkıdan oluşuyor ve ileride de her zaman yapacağı gibi deneysel melodilerle uğraşmayı tercih etmiş.Albümün başlangıcı gerçekten garip geldi.Karşılaştığım en garip 5 albüm introsu arasına rahatlıkla girebilir.”Are You Hung Up?-Telefonu Kapatır Mısın?” isimli bazı insanların takıntısı olan telefonu son olarak kapatma diyaloğuyla başlıyor albüm.Ardından bunun gibi garip şeyleri şarkıların arasına sıkıştırmaktan kaçınmamış Zappa.Özellikle beni çarpan parçalarının Who Needs the Peace Corps?,Concentration Moon ve What’s the Ugliest Part of Your Body? olduğunu söylemeliyim.

Albüm öyle bir bağımlılık yaptı ki üzerimde,her gün en az bir kere dinliyorum.Ruhumu ve bünyemi zinde tutuyor.Kefir mefir hikaye.Her eve bir Frank Zappa lazım.

MUHTEVİYAT : 1.Are You Hung Up? (1:24) , 2.Who Needs The Peace Corps?(2:34) , 3.Concentration Moon (2:22) , 4.Mom & Dad (2:16) , 5.Telephone Conversation (0:49) , 6.Bow Tie Daddy (0:33) , 8.Harry, You’re a Beast (1:21) , 9.What’s The Ugliest Part Of Your Body? (1:03) , 10.Absolutely Free (3:24) , 11.Flower Punk (3:03) , 12.Hot Poop (0:27) , 13.Nasal Retentive Calliope Music (2:03) , 14.Let’s Make The Water Turn Black (2:01) , 15.The Idiot Bastard Son (3:19) , 16.Lonely Little Girl (1:10) , 17.Take Your Clothes Off When You Dance (1:33) , 18.What’s The Ugliest Part Of Your Body? (Reprise) (1:02) , 19.Mother People (2:26) , 20.The Chrome Plated Megaphone Of Destiny (6:25)

Yerinizde Olsam Bu Albümü Burdan İndirirdim.

Yazı bittiğinde “Hamster Theatre – Les Funfs” çalıyordu.

New Trolls – Concerto Grosso Per I

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Bizim ülkede kendini çoğu sanatçı sanan insanın şarkı yapma mantığı bellidir.Gavur alemlerinde tutmuş bi tane pop şarkısını alırlar,bi iki yerini alaturka hale getirip,bi iki yerini değiştirirler,üzerine de abuk subuk 5 yaş seviyesi bi kaç şarkı sözü döşerler ve bunu bi yığın insana yedirirler.İnsanlar da hazır zaten hemen ayıla bayıla dinlerler.Ne kadar zeki insanlar değil mi?Kopyala yapıştır,ondan sonra da korsan albümlerin piyasa düştüğü zaman korsanlara laf et.Hesaplayın artık ülkemizdeki popçuların yaptığı albümler zaten kopyaysa,bi de korsanlar kopyaladıktan sonra ne kadar kopya bi hale geliyor.Bari layığıyla yapın şu işi.Herkeste bi Küçük Amerika’cılık oynama hevesi.

Onlar kendi ürettikleri çöplüğün içinde debelenedursun,ben rotamı İtalya‘ya çeviriyorum.Bildiğimiz üzere İtalyan’larla aramızda gensel olarak da toplumsal olarak da aşırı miktarda benzerlikler var.Ama bu benzerliklerin hepsi kötü şeylerde var.(bkz. Europe Vs. Italy)

Bu albümü dinlediğim zaman İtalyanların bizden çoktaaan (en azından) bir adım önde olduklarını kabullenmek zorunda kaldım.Kaldı ki bu New Trolls adını verdiğimiz İtalyan yiğitleri ortalığı 60ların ortalarında sallamaya başlamış.Sorarım size,Türkiye’den hangi şarkıcı bütün dünyayı sallayacak bi albüm yapabildi şu vakite kadar?Hangi grup stiliyle bütün dünyayı etkileyip yeni bir stile yol açtı?Söyleyemezsiniz efenim,yok ki.Bizim müziğimiz daha M.Ö 1.000.000 yıllarında dolaşıyor.Ağzını açıp,böğürenin müzik yapmasından ibaret olay.

New Trolls;Vittorio De Scalzi (Gitar,Vokal),Nico Di Palo (Gitar,Vokal),Mauro Chiarugi (Klavye),Giorgio D’adamo (Bas,Vokal),Gianni Belleno (Davul,Vokal) isimli muhteşem sanatçılardan oluşan safkan İtalyan bir grup.Elimdeki albümleri Concerto Grosso I 1971 yılında çıkmış ve grubun diskografisindeki en sağlam albüm olma ünvanına sahip.Grubun albümündeki yarattığı en büyük stil ise Classic müzik ile Rock müziği sentezleyip ortaya bambaşka güzellikte yeni bir tür kırması çıkarması.Farklı farklı tempolardan oluşuyor ve her tempoda apayrı duygular anlatılıyor.Tempo : Shadows ve Nella Stanza Vuota,Improvvisazioni Dei New Trolls Registrate in Diretta en sevdiğim şarkıları.Zaten albüm sadece 5 şarkıdan oluşuyor.Tahmin edebileceğiniz gibi 5. şarkı uzun.20 dakika sürüyor ve içinde mükemmel geçişler içermekte.Bir In the Garden of Eden kepazeliğinde 17 dakika aynı davul vuruşuyla gitmiyor anlayacağınız.

Müziğin altın yıllarında çok güzel eserler veren bu grup,sanırım İtalyan olduklarından dolayı yeteri kadar meşhur olamadı.Hele ki ortalıkta Pink Floyd’ları,Zeppelin’lerin geçtiği 70′lerde insanlar dışarıya bakamayacak kadar hipnotize olmuştur.Ama zararın neresinden dönülürse kardır derim ben.

MUHTEVİYAT : 1.Tempo : Allegro , 2.Tempo : Adagio , 3.Tempo : Cadenza – Andante Con Moto , 4.Tempo : Shadows , 5.Nella Stanza Vuota,Improvvisazioni Dei New Trolls Registrate in Diretta

Yazı bittiğinde dün akşamdan beri hastası olduğum şarkı,Khan-Space Shanty çalıyordu.

Tiger Lillies – Urine Palace

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Şu dünyada baskıcı rejimden,kindar insanlardan çekse çekse en çok paryalarla,pandomimciler çekmiştir sanırım.Kast sisteminin en altında olan paryalar o kadar değersizdi ki,ölse yerlerinden kaldıran bile olmazdı.”Bir garip öldü diyeler.” demiş ya üstad,onu bile demezler bu garibanlara.Aynı şekilde pandomimciler eskiden öyleydi.İnsanların hep dışladığı,nefretle baktığı,gerçekle hayali birleştiren eğlence ve hüzün dolu insanlardı pandomimciler.Gerçi niye idi diyorum bilmiyorum.Şu an daha değerli bir statüye sahip olduklarından öyle demiş olabilirim.Eskiden pandomimcilerin itibar görmemesinin nedenini de,insanların ne yaptıklarını anlamaması veya hayal gücünü kullanmamak istemesine bağlayabiliriz.Evet,aslında hafiften kafadan çatlak adamlardır çoğu.

Peki bir pandomimciden daha manyak olan nedir biliyor musunuz?Pandomimci bir müzik grubu tabi ki.Böyle manyakların olacağını tahmin etmiyordum,ta ki bir gün İstanbul’a,ayağımıza konser vermeye gelene kadar.

Tiger Lillies isimli grup 1989 yılında kurulmuş ve Martyn Jaques,Adrian Huge,Adrian Stout adında 3 kafadan çatlaktan oluşuyor.Burada bazılarınız kafadan çatlak nitelemesini kötü anlamda algılayabilir ama bana göre değil.Aksine kafasından bir iki tahtası eksik adam,beyninin bir yerlerine temiz hava girdiği için her zaman daha iyidir.Grubun en aktif elemanı ise hem vokal,hem de akordiyon,piyano,gitar ve armonika çalan Martyn Jaques.Grubun şarkılarının teması ise pandomimci statüsünde bir insanın daha çok yöneldiği,gördüğü şeyler.Kimi zaman fahişeler,kimi zaman keşler,kimi zaman pezevenkler ya da bunun gibi kirli yaşamın belli başlı parçalarına yöneliyorlar.Ama böyle şeyleri şarkılarında anlatırken sürekli hüzün içinde olduklarını sanmayın.Hüzünlü olanların yanında çoğu şarkıları da eğlencelidir.Tam anlamıyla grotesk bir grup.Solistin bir yandan da şarkı söylerken pandomimci olarak kullandıkları mimikler gerçekten çok mükemmel.Normal bir şarkıcının belki de 2-3 katı efor sarfetmesine sebep veriyor bu çok yönlülük.Ayrıca grubu dinlediğinizde solistin gırtlağı porçözle açılmış gibi bir ses tonuna sahip olduğunu göreceksiniz.Yüksek efor sarfetmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu ses tonunu çıkarmasıdır bana kalırsa.

Urine Palace 2007 yılında çıkmış,grubun (sanırsam) 18. albümü.Tabi bunların arasında konser performansları ve remastered tarzı şeyler de olabilir.Ama öyle gruplar vardır ki,konser performansları,albümden farksız,hatta daha iyidir.İşte Tiger Lillies de öyle bir grup.Ve Urine Palace albümü de bir konser salonu ortamında geçiyor.Gerçekten böyle iyi bir performansı konserde verebilmiş olmaları beni hayret ettiriyor.Albümde en çok Cancer,Kick a Baby,Getting Old ve Masturbating Jimmy şarkılarını beğendim.

Normalde aşağıda albüm tanıtımında sonra bir mp3 örneği verirdim ama böyle bi grubun canlı performansını da görmenizi istediğimden aşağıya bir video ekledim.Ayrıca da Şahin K.’nın geçen gece keder dolu bir sesle telefonda bana yönelttiği soruyu sordum size : Hey gidi hey mirim,kimler kaldı eski pandomimcilerden?

The New Pornographers – Challengers

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Hayatta herşeyde olduğu gibi müzik dünyasında da ünlü olmak için,ilgi çekmek için bir kaç parça garip şeyler yapmak gerekir.Bazen bi kızın ilgisini çekmek için yapmadığı şebeleklik kalmayan adamlar gibi.Ama müzik dünyasında artık uyuşturucu müptelaları,overdosecular,shotçılar,her gün 2-3 kadınla yatanlar garip gelmiyor ya da ilgi çekmiyor.Aslına bakarsanız kendini rockçı veyahut metalci ilan eden bu tipler müziği yozlaştırmaktan başka birşey yapmıyor.

Ama müzik grubu kurup adını “Yeni Pornocular” koyarsanız bu elbetteki insanlara ilginç gelecektir.Sizi birçok tanınmamış grubun arasından çıkarır,daha yüksek bir yerlere koyar.Şahsen bende bu etkiyi yarattı The New Pornographers.Sıradan bir günde,yeni albüm olarak neler var diye baktığımda karşıma çıktı bu naçizane grup.Bir grup adı için hayli ilginçti.Bu yüzden bu albümün yanındaki diğer albümleri indirmek yerine bunu indirdim.İsmi aslında bi yandan cemiyet ismi gibi bişey anımsatıyor bana.Üsküdar’daki Yeni Musıkiciler Cemiyeti gibi.Yeni Pornocular Cemiyeti.

Albümü alıp dinlediğim zaman daha ilk şarkıdan itibaren isimleriyle üzerlerine çektikleri ilginin boş olmadığını anladım.Sonuçta grup Ajdar isimli bir moloz da olabilirdi,ama çektiği ilginin boş olduğunu farkedebilirdik.

The New Pornographers 1997 yılında ,Dan Bejar,Kathryn Calder,Neko Case,John Collins,Kurt Dahle,Todd Fancey,Carl Newman,Blaine Thurier isimli insanlar tarafından kurulan bir Indie Rock grubu.Bu bahsedeceğim güzel albümleri de 2007 yılında çıkardıkları 4. albümleri.Standart bi grup 3-4 kişiden oluşurken bizim pornocularımız 8-9 kişiden oluşuyor ve güzel de ediyorlar.kendi aralarında çatışmalar,anlaşmazlıklar çıkmıyosa ne ala isterlerse 85 kişi bile olabilirler.Müzikte çok seslilikten kim zarar görmüş ki?

Albüm çok hoş ve hafif tınılardan oluşan benzersiz bir albüm.Öyle ki,ilk şarkıları My Right versus Yours bunu bize başından kabullendiriyor.Ayrıca grubun kadın ve erkek solistinin birlikte söylemesi ayrı bi güzellik,ayrı bir tat katıyor şarkılara.Bu olay her tarza,her türü uymaz ama New Pornographers’ın bu albümüne adeta “lök!” diye oturuyor.Challengers‘ıdır Failsafe‘idir güzel,ince bir çizgide bize müziğin dinginliğini ve sevgi dolu yanını yaşatıyorlar.Tabi her dinlenilen albümde olduğu gibi bu albümde de birkaç şarkı daha fazla öne çıkıyor,bana daha fazla sevdiriyorlar kendilerini.Entering White Cecilia ve Mutiny,I Promise You gerçekten bayıla bayıla dinlediğim ve kaç kere dinlersem dinleyeyim sıkılmayacağım şarkılar.Adventures of Solitide ise apayrı bir boşluk hissetiriyor içimde.Grupta kullanılan enstrümanlar sadece gitarla bateriyle sınırlanmadığı için daha ayrı duyguları da hissetmeniz olası.

Bu albümle ilgili anlatacağımı anlattım.Bazı film ve müzik incelemelerinin sonunda “Bunu izleyin,bunu dinleyin” diyorum,ama aslında demem çok saçma.Ben bu albümü eğer burada incelediysem,sonuna kadar arkasındayımdır.İncelediğim albümler her zaman olağanın üstünde olduğu için bir daha “Bunu dinleyin” diyeceğimi sanmıyorum.Yeni bişeyler keşfetmek her zaman güzeldir.The New Pornographers da bu keşfinizin bir parçası olmalı bence.

MUHTEVİYAT : 1. My Rights versus Yours , 2. All the Old Showstoppers , 3. Challengers , 4. Myriad Harbour , 5. All the Things That Go to Make Heaven and Earth , 6. Failsafe , 7. Unguided , 8. Entering White Cecilia , 9. Go Places , 10. Mutiny,I Promise You , 11. Adventures in Solitude , 12. The Spirit of Giving