‘ Kişisel ’ Mevzubahis Arşivi

Falından Erkek Talip Çıkan Bi Adamın İçleri Burkan Dramı

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Toplumca işimizle gücümüzle uğraşmayı bırakıp,muskalardan,Allah’ın izninden,Falım cikletlerinden yardım umar olmuşuz.”Çocuk ÖSS’ye girecek ama hiçbişey bilmiyor,hadi bakayım 4444 yapalım bi,muhakkak kazanır.”,”Vah vah benim çocuğuma niye hiç bi tane bile kız vermiyo,bi kurşun döktürelim de çocuk bi skor yapsın.”,”Aylardır soluk almıyoruz,yemiyoruz içmiyoruz,Memedali Bey bile yardım edemedi bize.Ama Şıh Şahap bana bi el attı,bugün çocuk doğacak artık Allah’ın izniyle”.İnsanın Züğürt Ağa filmindeki ağa gibi “Aramızda cünüp var” diyen şeyhe “Tüh senin şıhlığına” diyip tüküresi geliyor valla.İşin b.kunu çıkarmışız farkında değiliz.Ondan sonra Hakan Şükür maçla ilgili ufak bi temennide bulununca bunca b.ku yiyen biz değilmişiz gibi adamı yadırgar olduk.En azından adam idmanını,çalışmasını yapıp Allah’ın iznini istiyor.Boş boş ümitlerle,yeşil güç Persil’i beklemiyor ya.Fethullahçı bi kişilik olduğu için pek de haz etmem kendisinden ama ele talkımı verip de salkımı yutanlar çokça olduğu için Hakan Şükür’ün yaptığı çok masumca,hatta üzerinde tartışmaya değmeyecek bişey gibi geliyor bana.İlla ki ortalığı bi şekilde kızıştırıyorlar anlayacağınız.Haber bültenlerine konu da yok tabii bu aralar.Beyoğlu’na çıkıp önüne gelene soruyorlar : “Hakan Şükür ne demek istedi?Acaba şeriatı mı pohpohluyor alttan alttan?”.Sokaktaki çoğu adamın işi gücü yok zaten,boş boş dolaşıyor,mikrofonu bi ver,binlerce saçma sapan yorum dinle.Al sana 1 saatin yarım saatini dolduracak haber.Daha ne olsun.Girin buna da Facebook grubu oluşturun anasını satayım.Ota b.ka,suya sabuna grup.”Ampule hayır,bize florasan verin.“,”Hakan maç tahminlerini falım cikletleriyle yapsın diyen 3 milyar insan bulabilirim.“.Aferin,vatanı kurtardınız.AKP bu eylemleriniz yüzünden utanç içinde.

Bişey üzerinde çalışmadıktan,uğraşmadıktan sonra fal,kurşun ya da buna benzer etkenlerle onu elde edemeyeceğimi biliyorum.Ama farkında olmadan ara sıra elime Falım sakızı geçiyor.Geçenlerde bu konuyla ilgili bahsetmiştim.2 kere üst üste Falım’dan talibim erkek çıkınca kıllanır olmuştum durumdan haliyle ve uzunca bir süre çiğnemedim.Geçenlerde yaptığım Falım grevini unutmuş olacağım ki,cikleti birden ağzımda buldum.Her zaman yaptığım gibi istem dışı bir şekilde falı okumaya koyuldum : Yar yar değil sanki melek/O anlayışlı bir erkek/Yarın sana yüzmeyi/Dans etmeyi öğretecek.

Bu nasıl bir rezalettir?Sinirlerim tavan yaptı o an yemin ederim.”Ulan hepsi bana çıktığına göre ben harbiden i.ne miyim acaba?” diye de düşünmedim değil.Sonuçta içinden erkek çıkan 3. falım.Ki çok nadir Falım çiğnerim ve çiğnediğimde erkek çıkıyorsa bi iş vardır.İ.neliğe şartlandırdılar resmen beni.Resmen bir trajedi.Kendimi test etmeye başladım artık.Gazetede erkek görünce bi süre baktım,”Garip bişeyler hissediyor muyum,ç.küm kalkıyo mu?” diye.Allah’tan öyle bişey olmadı.Garip duyguları yanındaki güzel arka sayfa güzeli hatuna bakınca hissettim.Memnun oldum.Ama sonra bi an duraksadım ve yine düşündüm : “Fal gelecek işi değil midir?Bu durumda ya yaşadığım belli durumlardan,sıkıntılardan,psikolojik çöküntülerden sonra i.ne olacaksam?”.Bu düşünce beni 3,5′lardan diğer 3,5′lara aldı aldı götürdü.Benim gibi kızlara aşırı düşkün bi insanın günün birinde pasif homo olmasını hayal edemiyordum.İki ucu b.klu değnek.İ.nelikte yatakta aktif olsan kötü,pasif olsan ayrı bi kötü.

Benim sinirli olduğumu gören kardeşim dayanamadı,küçük sırrını açıkladı.Onun falında da şöyle yazıyordu : Şans getiriyor turuncu/Kısmetinde var bir oduncu/Odunculuğu rol icabı/O bir tiyatroda oyuncu :) Sonuna bi de gülücük atmış anlayın artık.Beterin beteri varmış.Oduncuları yatakta i.nemsi bi ilişki içinde düşünemiyorum.Abimin benden daha fazla hırpalanacağını farkedince nedense bir kötü adam kahkası patlattım “Nıahahahahahahaahah”.Ben gidersem yanımda seni de götürürüm hesabı.En azından ikimiz de i.ne olursak beni daha az yadırgarlar diye düşündüm.Ulan ne saçma düşünceler.İ.ne olmanın korkusundan olsa gerek,”Başkaları da i.ne olsun da bana garip gözle bakmasın insanlar” diye düşünülüyor haliyle.

Elimde yeterince veri oluştu.Bu bir dava sebebidir.”Falları Unisex Yapın” diye uyarmıştım,ama beni sallamadılar.Şimdi beni tanımadan bana i.ne muamelesi yapmanın cezasını çekecekler.O 3. sayfa haberlerine çıkan şaklabanlardan biri de olsam,o falları unisex yaptıracam.Ben yandım,başkaları yanmasın.Lütfen dava aşamasında bana destek olun,siz de falların unisex olmasını savunun.Daha güzel,gökkuşaksız ve erkeklerin kadınlarla meşk ettiği bir dünya için.

Yazı bittiğinde “Cesaria Evora – Amor Di Mundo” çalıyordu.

İktidar Dava Açma Sanatıdır

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör
Dergileri tekrar tekrar açıp okumayı çok severim.Bir film izlediğimizde,zihnimize yeni bir olay veya bilgi kazındığında,önceden okumaya üşendiğimiz ya da okurken pek keyif almadığımız yazı çok değerlenir birden.Bazen de okuyacak bişey olmadığı için eski sandıklar açılır,içindekiler dökülür.Geçen de sağı solu kurcalarken Tayyip Erdoğan‘ın Leman‘a 8765. davasını açtığı sayı geçti elime.Eskiden Tayyip Erdoğan dava açtığında olay olurdu.İnsanlar iyice büyütürdü,tabi haliyle bu dergilerin zararından çok yararına olurdu.3-5 milyar tazminatla yapamayacakları kadar reklam yapıp bol kepçe,okur kazanırlardı.Hani Tayyip Bey diyor ya şimdi :Bana dava açıldı da ne oldu?Oylarım katlandı.” diye.Aynı şeyi mizah dergilerine de yaptığının farkında değil sanırım bu zat.

Her neyse derginin olağan bölümlerini kurcalıyordum,acaba okumadığım bi kısmı var mıdır diye.Okur mektuplarını pek nadir okurum,can sıkıntısından olsa gerek,orayı bile okumaya başladım.Gözüm ilginç bir okur mektubuna ilişiverdi.Aynen şöyle yazmaktaydı :

Başbakanla alakalı çizdiğiniz şerefsizce ve adilikten öte olan bu karikatür ne kadar seviyesiz ve kişiliksiz olduğunuzun bir göstergesidir.Bir avuç bit ve it sürüsü olarak mizah adı altında ideolojik saplantılarını tatmin etmeye çalışan sefil yaratıklarsınız.Bu ülkeye zerre katma değeri olmayan,tek dayanağı küfür olan,hiç bir boka yaramayan sizler,küfür etmeye dahi değmezsiniz (Eyvallah hacı,kalayla kalayla ondan sonra değmezsiniz de.Seninki de iyi taktik ha. – Deli Profesör).Dilerim derginiz tez zamanda BATACAKTIR.
Selim Terzi
selimterzi@hotmail.com


Bu mesajı okuduktan sonra ne kadar güleceğimi integral ile alan formulünden hesaplayıp,ardından dakikalarca,gözümden yaşlar gelircesine güldüm.Bu arkadaş anladığım kadarıyla Leman Dergisi’ne umarım batarsınız diye temennide bulunmadan önce,derginin kapağını açıp,Leman logosunun yanında 850 (yazıyla sekiz yüz elli ) yazdığına bakmadı.Baksa,bu isteğinin ne kadar fuzuli olduğunu fark ederdi.Leman ki,kaç iktidarı gömmüş,yıllarca kodaman üstüne kodaman çiğneyip,insanları bir nebze uyandırmaya çalışmış,belli konularda kamuoyu oluşturup,koyun olmadığımızın farkına varmamızı sağlayan Türkiye’nin en köklü ve önemli dergilerinden birisidir.Sevgili Selim Terzi hafiften bi matematik hesabın varsa 16nın 5ten büyük olduğunu bilirsin.Yani 16 yıllık bi derginin,bi Tayyip Bey’e sataşmasıyla ve iman gücüyle batacağını düşünüyorsan,hayallerin hafiften suya düşebilir.Neyse çok üzme kendini.Havalar da ısındı.Bol bol su içmek lazım,aşırı güneş altında durma.Sinirlerini böyle şeylere yıpratma.Benim gibi lokum gibi adam bulmuşsun,azıcık dinle derim.Gerçi dergi de az hınzır değil.E-mail adresini teşhir etmişler.Ben sana buradan seslenene kadar,eminim ki yaklaşık 500 kişi “
ağzına ne geldiyse söyle” tarzında bir yaklaşımla sana düşüncelerini iletmiştir.Öptüm seni Selim’ciğim.Güç seninle olsun.Komik kerata seni.

Yazı bittiğinde “Indukti – And Weak II” çalıyordu.
Bir de şayet İzmir’de oturuyorsanız saat 14:30′da Kitap Fuarı’nda Leman dergisinin üstadlarından Nihat Genç’in konferansı var.Kesinlikle kaçırılmaması gerekenlerden.

Forza Bireysel Emeklilik!

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör
Devlet olarak çok güzel yeni bi devire giriyoruz.Artık hayat eskisine göre çok daha kolay olacak.3-5 çocuk yaparız,65 yaşında emekli olur,pembe panjurlu evimizde mutlu mesut yaşarız.Bence devlet bununla ilgili yasa çıkarmalı.En az 3 olmak üzere sonsuza kadar çıkabilmeli insanlar.3 ayda bi mesir macunu desteği.1001 baharatlı padişah macunu da 6 ayda bir verilebilir.Bu yasayı çıkarırken arada da parti kapatmasını engelleyen anayasayı çıkarırlar.Zaten bizim salak ana haber bültenlerimiz nerede saçma konu olursa ona yöneliyor.Böylece Türkiye bi krizden yırtmış olur.Hani cebimdeki 65 Euro’yu düşünmüyorum,bu ülkenin dirliğini düşünüyorum.Daha da napayım değil mi Tayyoş?
Neyse efendim,emeklilikten dem vurmuştuk.Bu emeklilik yaşının 65′e çıkarılması en çok bu bireysel emeklilik zamazingolarını kakalamaya çalışan sülük bankalara yarayacak gibime geliyor.Madem konuyu bankaya getirdik,araya sıkıştırayım.Formula 1‘de arabaların kıçlarından,kanatlarından,rüzgar panellerinden başka yerlerde görmediğimiz,”Bu ne ki lan?” dediğimiz markalar hayatımıza bir bir girmeye başladı.McLaren‘deki Vodafone çok güzel duruyordu,akabinde Telsim’i aldı.Şimdi geyiklerinin boynuzları hayatımıza (Ya da … – boşluğu doldurunuz.) girdi.Renault‘ta da 2 sezondur ING vardı.Aslanlı logosu bütün heybetiyle pistleri sallıyordu.”Ulan ne heybetli bi marka.” dediğimi hatırlıyorum da.Neyse,1 haftadır da onların en değerli Türk varlıklarından birine konduğuna tanık oluyoruz.Oyak Bank,ING oluyormuş,değişiyormuş ama gelenekleri tarzları değişmiyormuş.Sermayesi değişiyo mu acaba abi?Bizim hiç yabancı sermayemiz olmadı abi,bize de uğrayın abi.Ordu yardımlaşma kurumu lan o.Öyle bi heybetli bankaydı ki o Oyak hey gidi hey,mazide kaldı.Laf lafı açıyor,silahlardan da anlamam ama güvenlik görevlisi kapının önünde tüm heybetiyle elinde kalaşnikof büyüklüğünde eşşek kadar bi taramalı tüfekle beklerdi.Ne güzel bi banka geleneğiydi.Acaba ING bu geleneği koruyabilecek mi diye düşünmüyor değilim.

Evet,bireysel emeklilik diyorduk.Malumunuz ben 18 yaşında kıllı,tüylü,parlak olmayan bi oğlanım.Kıllarımla barışığımdır.Telefon çaldı,açtım.”Efendim ben Yapı Kredi Bankasından arıyorum,Adım Cevdet (Cevdet’ini sallıyorum tabi,aklımda kalmadı adı ama bundan sonra öyle anacam adını.) sizi emekli etmek istiyoruz.Elimde çok güzel bireysel emeklilik paketleri var,koleksiyonumu görmek ister misiniz?” dedi.Ben de çekingen adamım,böyle herifleri de reddedemiyorum,adam işini yapmaya çalışıyor sonuçta.”Benim yaşım 18,daha iş hayatına bile girmedim,nedir bu erken emeklilik hayalleri,bu hayallerle bu ülke nasıl kalkınacak kuzum?” dedim.”Amaaan,efendim dert ettiğiniz şeye bakın,asıl emeklilik bu yaşlarda başlar,ben iyisi oraya geleyim koleksiyonu göstereyim.” dedi.Hayır,yok diyemeden adam işi bağladı.Bu da ayrı bi sanat tabi.

Geldi buraya,anlatmaya başladı.”Küçük küçük paralarla,geleceğinizi inşa etmeye ne dersiniz?”.”Oley” derim de,siz ne anasının gözüsünüz be,elimizi versek,kolumuz kalır içinizde.Bi yığın paket anlattı ama hiç birini dinleyemedim.Aklım akşam evde yiyeceğim Büyük Boy Special Pizzadaydı.Akabinde sordu : “Hangi pakedi istersiniz?”.Sanki ben ona alacağımın garantisini vermişim gibi konuşuyor bi de.Ama ben Kayseriliyim kardeşim bu ayakları yemem.Emeklilik ayağı g.t ayağı.Benim mis gibi 65 yaş,fosil grubu emeklilik pakedim var,elin bankasının k.çı kırık maaşına mı kaldım?Banka batar,devlet baki kalır.Yaşasın Tayyip!Viva La Resistance!Referans olarak sevmediğimiz bi lavuğu gösterip,onun da başını ağrıtması için şutladıktan sonra bilgisayarıma geri döndüm.Çalışmadan emekli olmak hiç bi ülkede mümkün değil,ama Türkiye’de imkansız.Umarım büyüdüğümde bi Ali Tezel klonu yaşar da,herkes gibi bilgisiz bi surat ifadesiyle “Emekliliğime kaç gün kaldı?Şu kadar prim ödedim,askerliği çıktım,şurda girdim.” diye sorarım.Kefire bünyeyi vermek lazım.Devleti sömürmeden gitmek istemiyorum.

Yazı bittiğinde “BabaZula -Bahar” çalıyordu.

Oyungezer Goyunsever

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Kara haber,veyahut kötü eleştiri tez yayılır derler.Geçenlerde Oyungezer‘in geç çıkmasıyla ilgili bi iki veryansın etmiştim (Aha şurda).Etmemle beraber Oyungezer editörü Mehmet Kentel‘i ensemde buldum.”Uğraşıyoruz,didiniyoruz,yine sizin gibi haytaların ağzına laf oluyoruz.” tarzında bi yorum yazmıştı.Aslında haklı.Bu dergicilik işinin içine girmeden,nasıl yürüdüğünü bilmeden yorum yürütmek de ayrı bi hanzoluk (bkz. Hattori Hanzo).Yeni çıkmış,koskoca bağımsız bi dergi.Elimize bu kadar mükemmel içerikle geçtiği için o kadarcık gecikmeyi teferruat olarak sayabiliriz diye düşünüyorum.Eh be Mehmet Abi,o başlıktan önce dergiyi övmüştüm de,sen sadece eleştiriyi yakaladın,mahçup ettin beni.

Kendisi son olarak da yoruma eklediği notta “Nisan sayısını kaçırmak istemeyebilirsin.” diyordu.Ben de Nisan’da daha güzel bi içerik vardır diye düşündüm.2 saat sonra kafama dank etti.Dergiye bi resim göndermiştim.Okuyan bilir,hani şu Gezenti köşesi var ya.Farklı farklı şekillerde Oyungezer’i kaç türlü okuyabiliriz?n’in n’li kombinasyonunu aldıktan sonra… sonsuz hareket çıkıyor haliyle.Ama 4 sayıdır,doğru dürüst bişey göremedim.Gitar notası yerine Oyungezer okuma,Oyungezer’i havaya fırlatıp okuma…Biraz kolay gibi geldi bunlar.Ben de aldım elime döşeme aletini,koltuk döşerken Oyungezer okudum.İsmi itibariyle de çok sıradışı bi meslektir döşemecilik.Toplum içinde yeni çıktığınız bi insana döşemeciyim deseniz,hatun size “Hangi anlamda?” diye sormaya korkar.Bu çalışmayı 2 açıdan da yorumlanabilecek bir şekilde düşündürmek istedim.Yani anlayın ki,diğer anlamda bile Oyungezer okunabilir.Denemekte fayda var.

Yazı bittiğinde “Children 18:3 – LCM” çalıyordu.

“Daha Hızlı! Daha Hızlı!” – Powerball

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Bunlardanistiyorum.com‘dan nefret ediyorum.Ne zaman girsem,paramı üstüne gözümü kırpmadan yatıracağım bişey çıkıyor çünkü.O yüzden çok nadiren uğramaya çalışıyorum.Bendeistiyorum.com da öyle.Bana uzak,Allah’a yakın olsunlar.Geçen T-Equalizer almıştım.Harbiden süper bişey.Önünde eşşek kadar equalizer ekranıyla sokakta bütün dikkatleri üzerine topluyor.

Geçenlerde yine bi ürüne çarpıldım.Powerball diye bi top.Daha doğrusu topaç.Adı ne kadar güç verici bir çağrışım yapıyor değil mi?Albenisine dayanamadım,65 kağıdı verdim,aldım.Ürünü bekleme sürecinde içime,”Bu ürüne bu kadar para bayıldım ama harbiden beni tatmin edecek mi?” diye bi korku yayılmadı değil.Ama Bunlardanistiyorum’un kalitesine güvendiğim için şüphem pek fazla sürmedi.Daha doğrusu,tam olarak şüphe bile edemeden cart diye kargoyu gönderdiler.Smile ADSL reklamında adam birden evleniyo ya,onun gibi.

Esrarı,kokaini bitmiş müptelalar gibi kutuyla odada koşturmaya başladım.Bıçak arıyordum,ama bıçağın mutfakta olduğunu düşünecek kadar bile mantığım yoktu o an.Ne bileyim,böyle şeyler çok heyecanlandırıyor beni.Hiç etrafımda kullanan birini görmedim,dokunmadım sonuçta.Uyuşturucu müptelası gibi çatır çutur girişerek açtım kutusunu.Top,tüm asaletiyle karşımdaydı.Neyse sosyal mesaj kısmına geçelim.Bi ürünü aldığımda kullanma kılavuzunu okumadan kullanmam,içimde her ne kadar onunla oynamak için yanıp tutuşan bir ruh olsa da.Sabredip okudum.”Topu ilk aldığınızda rekor girişimi yapmayın,sağınızı solunuzu sakatlamayın” diyordu.”Ben de babalar bişey biliyodur herhal.” dedim.Dedikleri şekilde kullanmaya çalıştım.

Bunun bi tane ipi var.İlk hızı sadece onunla verebiliyosun.Başlarda birkaç başarısız topu,döndürememe deneyiminden sonra,topa ilk hızı verebildim.Bir an kutudaki “6000 deviri başlandıçta geçmeyin!” uyarısı çıkıverdi aklımdan.Zaten sanmıyorum ki,bu aleti eline alan bi erkek bunu ilk gününde bile olsa “Tın tın” diye çevirsin.Olacak iş değil.gerçi başlangıçta tecrübe de eksik olduğu için hızı istesen de kökleyemiyorsun,bileğin yoruluyor.İlk gün 5-6 kere mıncıkladım aleti,2 kere 7000 devire yaklaştım.Serçe parmağıma baktım,su toplamıştı,topu sıkıca sarınca ağrıyordu.Haliyle topu,doğru dürüst çeviremez oldum.2 gün oldu,hala parmağımdaki yara geçmedi.Sanırım sakat parmakla 8923 devire ulaştığımdan geçmedi.

Ürünün 4 çeşidi var.En basit olanı sadece döndürmeye yarıyor ve üstünde kaç devir yaptığınızı ölçen sayaç var.2.sinin adı,Powerball Neon.Ben de bundan aldım.Ne kadar hızlı çevirirseniz,o kadar kuvvetli ışık fışkırtıyor etrafa.3.sü özel üretim Signature ve son modeli de profesyoneller için Metal Powerball.Normallerine göre kat be kat ağır ve çevirdiğinizde çok daha yüksek baskı uyguluyor kollarınıza.Belki bir dahakinde ona geçebilirim.Ömür boyu garantisi de cabası.

Sonuç olarak bu aleti aldığımdan dolayı oldukça memnunum.Hem eğlence veren,hem de kol,bilek ve omuz kaslarınızı geliştiren bunun gibi kaç tane alet var ki?Tam erkek işi.Hızlı çevirdikçe,daha da hızlı çevirmek istiyorsunuz.Ama bilekleriniz müsade etmiyor.Zaten olayı zorlarsanız,aletin fırlayıp,evinizdeki en değerli aleti hacamat etmesi muhtemel.Topaç elinizde dönerken 18 kilograma kadar ulaşıyor çünkü.Powerbal rekoru 16553 devirle Akis Kritsinelis isimli bi Yunana ait.Adam bunu çevire çevire kas manyağı olmuş.Ama and ettim,rekoru elin Yunanından alacam,hele şu serçe parmağım iyileşsin.

Yazı bittiğinde “Suicidal Tendences – Emotion No. 13″ çalıyordu.