Arşiv: Mart, 2008

BenVista PhotoZoom Pro 2.3

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

İnternette boş zamanlarımda yeni programlar aramayı,keşfetmeyi ve onları test etmeyi seviyorum.Düşünsenize,korsancılık diye bişey olmasaydı bu programların kaçını satın alabilirdik?Şu ana kadar bilgisayarıma kurduğum programı saysam,herhalde toplam lisans fiyatlarının 100 milyara vardığını farkederim.

Bazen elimize bir fotoğraf geçer,herhangi bir yerin fotoğrafı ya da herhangi birinin.Ama foto çok küçüktür.”Lan keşke kalitesinden ödün vermeden şu resmi biraz büyütebilseydim.” diye çoğunuz içinden geçirmiştir.Fanteziniz tabi ki hala tam anlamıyla gerçekleşmedi.Ama elimde normal bir zoomla kıyasladığımızda çok daha verimli,pikselsiz büyütme yapan bir program var.Adı da pek bi orjinal programın,bulurken bayağı uğraşmışlardır bu ismi : PhotoZoom Pro.Bu bi nevi Bill Gates’in ilk işletim sistemi bulduğunda ona “Operating System” adını vermesi gibi bişey.Ya da Babazula’nın yeni albümüne “Yeni Albüm” adını vermesi de olabilir.Yani o kadar adam uğraşıp,günlerce,aylarca yarılıp bi program yapıyor.İsim koymaya gelince yok.

Neyse ki bize vaad ettiği şeyi,yani resim büyütmeyi başarıyla gerçekleştiriyor PhotoZoom.Kullanımı da çok kolay.Büyütmek istediğiniz herhangi bir resmi yüklüyorsunuz,daha sonra büyütmek istediğiniz piksel oranını yazıp büyümüş halini görüyorsunuz.Program içinde uygun hesaplamaları yapıp,büyüyebilecek en iyi şekilde sunuyor resmi size.Yaptığım testte Alessandra Ambrosio‘nun 135×200 resmini kullandım ve bu resmi programla yaklaşık 3 katına,435×600′e çıkardım.Sonuç gerçekten normal bir zooma göre kat be kat iyi.Tabi ki çok da süper olmasını bekleyemeyiz ama pek çok konuda işinizi göreceğine eminim.

PhotoZoom Pro 2.3 İndir
Aha Bu Da Serial

Yazı bittiğinde “Slayer – Violent Pacification” çalıyordu.

Uçan Lokanta

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Girişimci güç,öyle bişeydir ki,ezip geçemediği şey yoktur.Azimle s.çarak bile delemediğin mermeri deler girişimci güç.Girişimciliğin başlangıcı nedir peki?Sadece kafadan çıkan bir düşünce.Saçma olup olmadığını düşünmeden kafadan çıkan düşünce.Fazla teferruatlara boğulan,yapacağı işlerde mantık arayan insanlar ön plana çıkamaz,malını da pazarlayamaz.O kadar olağanüstü şeylerle karşılaşır olduk ki,ortalama şeyler zevk vermez hale geldi.

Yine bir gün manyağın biri çıkmış ortaya (manyaklara kısaca girişimci diyebiliriz.) “Kardeşim,dünya malı dünyada,envai çeşit yerde yemek yedim,ayaklarım yeteri kadar yere bastı,biraz da havada takılalım,bak bunun manyakları da çok çıkar paraya para demeyiz.” demiş.Tabi etrafınfakilerin çoğu büyük ihtimalle k.çından gülmüştür duruma.Genelde yeni birşey yapılmaya çalışıldığında hep insanlar yadırgar,o yüzden sağdan soldan gelen saçma yorumları dinleyip inancı frenlememek lazım.Netekim babamız olayı tutturmuş,eminim ki şu an dediği gibi paraya para demiyordur.”Şömine yakacak kağıt parçası” ya da “tuvalet kağıdı” gibi bişey diyordur muhtemelen.

Resimleri gördüğümde hayran kaldım.Vinçle gökyüzüne kaldırılmış bir masada akşam yemeği yemesi ne keyiflidir kim bilir?Masa yavaş yavaş da yer değiştiriyor bi yandan sanırım.Her şey son derece güvenli.Kamikaze olayındaki gibi.Kah inerim yeryüzüne seyrederim alemi,kah çıkarım gökyüzüne,seyreder alem beni hesabı.Yanda havada bi tane de piyano var ona çok güldüm ya,adamlar en ufak ayrıntısına kadar herşeyi düşünüp,mükemmel yapmışlar.

Fiyatlara ve masanın kapasitesine baktım bayağı boru gibi.E haliyle olacak,dünyada kaç yerde böyle bişey var ki?22 kişilik kapasitesi var ve 8 saatliğine kiralaması yaklaşık 9.000 Euro.Paranızın olması yetiyo mu?I-ıh yetmiyor.Bunun yanında talebin aşırı derece fazla olmasından dolayı çok önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Ama değer be.Bi gün zengin olursam,ya da evleneceğim zaman zenginsem mutlaka gözden geçireceğim bu fikri.Ayrıntılı bilgiler ve daha fazlası için www.dinnerinthesky.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Slaytın üzerine tıklarsanız daha büyük boyutta izleyebilirsiniz.

Yazı bittiğinde “Phideaux-Formaldehyde” çalıyordu.

Hot Fuzz (2007)

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Bunca zamandır filmler üzerine yazıyor,çiziyorum.Ama dikkat ettim Dr. Strangelove dışında başka bir komedi incelemedim.Bu da çoğu komedi filminin gerçek ve özgün bir mizah anlayışını kullanamamasından kaynaklanıyor.Bildiğiniz üzere birçok komedi filmi dünya gençliğinin abazanlığı üzerine eğilen,onu körükleyen ve insanlara bir kaç meme ve gereksiz argolarla donatılmış bayat espriler haricinde başka birşey vaad etmeyen metinlerden oluşuyor.Bunlara kısaca tuvalet komedisi de diyebiliriz.Birkaç örnek vermek gerekirse;Recep İvedik,Çılgın Dershane,Plajda gibi filmler.

Tabi bizim işimiz kaliteli komedilerle.O yüzden İngiltere’ye kısa bir yolculuk yapıyoruz.İngiliz mizahı,komedi dalında ne kadar az iş çıkarsa da genelde özünü çıkarıyor.Hot Fuzz da,Monthy Python serisinin yolunu izleyen,onun gibi kaliteli mizaha sahip olan filmlerden biri.İnsanları gülmekten yaran,bir zombi filmi parodisi Shaun of the Dead filminin müthiş ikilisi Edgar Wright ve Simon Pegg bu filmin de iskelet ikilisini oluşturuyor.

Londra Polis Departmanı’nda çalışan Nicholas Angel (Simon Pegg),ortalama bir polise göre kat kat daha başarılıdır.Diğer polislerin yaklaşık 4 katı tutuklama hızına sahiptir.Birçok konuda ödülü ve başarısı vardır.Bu yüzdendir ki diğer k.çını yaymaktan başka bir iş yapmayan polisleri gölgede bırakmaktadır.Bundan rahatsız olan departman komiseri,Angel’ı suç oranının en düşük olduğu bir kırsala,Sanford‘a atar.Mesleğini bu kadar çok seven ve suçluları yok etmeye çalışan bir insan için berbat bi yerdir burası haliyle.Tutuklayacak kimsesi olmadığı için barda bira içen çocukları tutuklar.Ta ki kasabada kaza süsü verilmiş cinayetler çıkana kadar.

Film kullanılan ince esprileriyle ve cıvıtılmamış mizahıyla başından sonuna kadar ayakta duruyor.Çoğu komedi filminin düştüğü hataya,(seyirciyi gülmeye zorlama) düşmüyor.Çoğu esprili kısımda oyuncuların suratı bile gülmüyor.Amerikan polisiye filmlerinin saçmalığına ve cıvıklığına bolca göndermeler yapılmış.Filmin son kısımlarında bu konuda geyiğin dibine oldukça vuruyoruz.Filmin çoğu yerinde görmeye aşina olacağımız süpermarket sahneleri bir nevi tüketim çılgınlığına gönderme.Ayrıca Nicholas Angel’ın partneri Danny Butterman rolünde Nick Frost çok güzel iş çıkarıyor.

Bana göre sinema tarihindeki en komik filmlerden biri Hot Fuzz.Eğer son zamanlarda güzel,cıvımamış,komedi gibi komedi arıyorsanız sizi bu filme alayım.”Yok gardaşım,ben tuvalet filmi istiyorum,Recep İvedik serisi yapılsın,5468′e kadar uzasın,ben yine de hepsini izlerim” diyorsanız da sizi beriye alayım.Bana uzak Allah’a yakın olun.

(Bu arada son bi haftadır sitenin resimlerini,scriptlerini sakladığım hostta bi sorun var.Bu sorun yazma iştahımı da kaçırdı.Site bazen bozuk çıkabiliyo,idare ederseniz sevinirim,en kısa zamanda düzelecektir.Ayrıca bana seve seve bi host hediye edecek varsa,hiç düşünmem onu da alırım.Aslında bi hosting şirketinin şifresiyle kullanıcı adı var elimde ama çaktırmadan onun hostunu kullanabilir miyim ki?Bi de şu an sitemi bozuk görenler bana söyleyebilir mi?)

IMDB Kullanıcı Oyu: 8.1/10 (78650 oy)

Top 250 : #228

Yazı bittiğinde “Jeff Beck – Diamond Dust” çalıyordu.

I’ve Tried Twice Brother…

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Bugün çok garip bişey oldu lan,aynı Desmond’ın (Lost) yaşadığı gibi bişeydi.Eve doğru giderken karşıdan karşıya geçecektim.Caddede gözüm birden bi arabayla bi adama odaklandı.Sonra aniden 5 sn. sonraki geleceğe gittim.Arabanın adama çarptığını gördüm.Bulunduğum ana geri döndüm,sonra bi baktım araba adamı yere gömertti.Adam yere yapıştı.Şaştım kaldım,adama müdahale edemedim,tırstım.Akabinde kafamda soru işaretleri ile uzaklaştım oradan,umarım adam iyidir.

I Wanna Be the Guy

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Oyungezer başlarda ne güzel yeni bi dergi olduğu için,tutması gereken bi dergi disiplininde çıkıyordu.Ayın 1′i dedik mi bayide görüyorduk.Ama dergiyi tutturduklarından olsa gerek yine salmaya başladılar.Artık 5′i,6′sı hatta 10′unda bile bulma ihtimalimiz düşük.Oyungezer editörleri,sesleniyorum size,Allah rızası için belli bi tarihte çıksın şu.

Neyse efenim aldım dergiyi,ambalajına zarar vermeden açtım.Her ne kadar çöpe atacak olsam da belli bi saygıyı hak ediyor o ambalaj.Mazisini silip,bir b.k parçası gibi atılmaz.Genelde derginin DVD’sinin içindeki o beleş ama eğlenceli olan oyunları çok severim.İlk olarak onların lezzetine bakarım.Bu sefer baktığıma bakacağıma pişman oldum.

Dergimizin full oyunlar bölümünde I Wanna Be The Guy adında ultra hiper süper mazoşist,manyakvari bi oyun var.Oyunu ilk açtığım anda üzerime kazıkların “Haşırt” diye girmesi bunu anlamama yetiyor.Bunu programlayan psikopat öyle bi oyun yapmış ki,nerdeyse her attığınız adımda ölüyorsunuz.Bu yüzdendir ki adam sitesinde bize şöyle bi açıklamada bulunmuş : “Bu oyunu oynayan çoğu kişi başlarda beceremiyor ve pes ediyor.O yüzden ilk kez indiriyorsanız,size sunduğum kısa versiyonu test edin,zavallı bant kalınlığıma dokunmayın,beğenirseniz tam versiyonu indirirsiniz.” Gerçekten de her babayiğidin harcı değil bu oyunu oynamak.Özellikle abim gibi daha normal oyunlarda bile kendini kaybeden bi insan hiç oynamamalı.Şayet “Ben bütün oyunları en zor ayarda bitirir,üstüne bonuslarını bile açarım,adeta bir iguana kadar asil,tosbağa kadar soğukkanlıyım.” diyorsanız buyrun indirin.Monitöre kafa atıp parçaladığınızda sakın bana gelmeyin mesuliyet kabul etmem.Aşağıya videoyu koydum,oyunda ilk aşamaları nasıl geçeceğinize dair bir başlangıç olabilir.

I Wanna Be The Guy – Demo İndir
I Wanna Be The Guy – Tam Sürüm İndir