Tahammül Limit Göstergeli T-shirt

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Sürekli şehir şebekesi elektriği taşırcasına 220 Volt elektrikle ortalıkta dolaşan, en ufak sorunsala bile delirip, sağında solunda kırmadık eşya bırakmayan adamlara şaşırırdım “Nasıl bu denli gergin olabiliyor?” ya da “Nasıl du denli ergin olabiliyor?” diye. Yani 30 yaşındaki adam ergenlik yüzünden de kudurmuş olmaz ya, vardır kafada bi conta eksikliği. Ya da platini (Michel Platini?) meme yapmış olabilir. En kötüsü de hem ergen olup, hem de kafadan kontak olmak (Gergin ergin) sanırım. Son bahsettiğim grup her ne olursa olsun, daimi dozerleri ihtiva eder. Öfkelerinden ya da tenasül organlarından aldıkları, Şokella’nın bile dolduramayacağı enginlikte enerjiyle önüne geleni devirebilirler. Zayıf, şişman ayrımı hiç olmaz sinirli sınıfında. Bi adam zayıfsa, açlıktan dolayı zaten daha öfkelidir ve bundan ötürü de daha göçertici/çökertici olacaktır. Bu noktada da uzun eşşeklerin yıkıcı adamlarının 250 tonluk dozerler olmalarının tamamen taktiksel bir yanılgı olduğunu söyleyebilirim. Öfkenin kantarı gerçekten farklı kurallara göre ağır basar. Önüne gelen herşeyi homini gırtlak mertebesinde cukkaiyete tabi tutan bir şişmanın mutluluğu her zaman ağırlığını keser. Mutluluktan havada uçmak tabiri gerçekten de boş bir tabir değildir çünkü. Bu kavramın helyum olup, havalarda uçurduğunu düşünürsek, öfke de mafyaların borcunu ödemeyen haraçzedelerinin ayaklarına bağlayıp adamla birlikte attığı içi betonla doldurulmuş tam yağlı Ezine peyniri tenekeleridir. Bu da mental olarak öldürecekleri insanı ferahlatma, akabinde de şaşırtarak ağzı açık öldürme üzerine bir çalışmasıdır mafyanın. Tenekenin üstünde “Azami 10 kilo” yazdığını gören kurban, o anki heyecanıyla, oradaki yazının kutuyu kaplayan peynire göre hesaplandığını asla düşünmez. Nitekim denize doğru salındığında da ayaklarını kopartacakmışçasına çekenin peynir değil, beton olduğunu anlar ve son anları gözünün önünden film şeridi gibi geçmesi yerine, aynı desiyi kaplayan betonun ne kadar ağır olduğunu düşünür. Bi de “Aaabi 50 metreden boğaza atlayınca beton etkisi yapıyormuş” geyiği gelir aklına. Son nefesini verirken de “Ama olsun lan, onda kurtulma ihtimali var yine de” diyerek iç çeker. İç çektiği için de son nefesini bi dahaki hamlede verir.

Neticede sinirli biri değilim. Aslında mutlu ya da geyik bi adam da değilim. Çoğu kişiye selam verip gülümsesem de, bir o kadar selam verdiğime de arkasından belli bi vasfından nefret ettiğimden ötürü küfrederim. Özellikle küfrettiğim yegane bi insan tipi varsa onlar da gazcı dediğimiz adamlardır. Bu adamları farketmesi pek zor değil aslında. İlk önce çevrenizde sürekli palavralar sıkan, hiç kimsenin sklemediği bi adam bulun. Bu adam tiplerinden oldukça fazla zaten, pek de zorlanmazsınız. Daha sonra bu adamı 2-3 kişilik muhabbet sırasında dışarıdan gözlemleyin. Dışarıdan diyorum ama, yanına yaklaştığınız an sizi de gaz menziline alacaktır. Hiç kimsenin sklemediği bu adam, öyle bi adamdır ki ne olursa olsun yanındaki herkesi belli zayıf noktalarından yakalar ve diğer bi insana karşı gazlar. “Aaa senin oğlun küpe mi takıyooor? Ben var ya öyle oğlum olacak copu ısıtır g.tüne sokarım.” Yanındaki adam bi transa geçer, gözler löngür löngür döner. O hiç bi sözüne inanmadığı boş adam bile kolayca telkin edebilir onu geri kafalılık konusunda. Zaten geri kafalılığa meyilli ve insanların görüşüne karşıt olduğu için olta ona kaçınılmazdır. Belindeki beylik kemerini çıkarıp, şaklata şaklata oğlunun üzerinde patlatmak için eve koşturur işi gücü bırakıp. Ama bilmiyordur ki o gaz veren şerefsizin oğlu da aynı naneleri yiyor ve umrunda bile değil. Bu adamlar her ne kadar boş adamlar olsalar da kendilerini bir şekilde dinletirler anlayacağınız. Ayrıca çok da kişiye zararı dokunur. Haşere gibidir, bulunduğu yerde ezilmesi elzemdir.

2. tip olarak da gün boyunca sağındaki, solundaki insanları izleyen ve her birinin kişiliğiyle ilgili yorumlar yapmaktan kaçınmayan g.t oğlanları vardır. Sanayinin içinde bizim ofiste çalışıyorum ve sürekli arkamdan bi fısıltı geliyor dışarı çıktığımda: “Lan Hüso, sataniste bak lan.” “Tipini, doğurduğu atasını soyunu sopunu s.ktiğiminin çocuğu, şu giyime bak. Şu saça sakala bak, bu geceleri ayine de çıkıyordur.” Bi de belli bir kesimin her yaptığından haberi olan ve herkesle enseye tokat, g.te parmak olduğunu sanan çaycılar vardır: “Satanist misin sen?” “Kedi kesiyor musun?” Bu şuursuz cümlelerin ardından çaycının cüretinden cüret kapan yanındaki cibiliyetsizler de geyiği devam ettirir. Zira fitil ateşlenmiştir: “Yok lan olur mu, şunun tipine bak, bu adamdan aşağısını kesmiyordur. Hehee hehe ehe.” Ne mutlu ki, böyle moronların benim hakkımda ne dedikleri pek de umrumda olmaz.

Eminim ki şöyle bi durumda dinden imandan fırlayıp, bambaşka bi insan formuna dönen, elindeki baltayla bunun gibi geri kafalıları doğrayan pek çok adam vardır. 3-5 beyinsizin toplanıp çıkardığı gazetelerimizde “Baltalı satanist dehşeti! Elinde baltayla gezen bu gizemli satanisti kim yakalayacak!” şeklinde haberleri bolca görüyorsunuzdur. Halbuki o elinde baltayla gezen adamı dinden imandan çıkaran tek şey bu anlayışsız toplum hayatı. Yaptığı iş de aslında vatana millete hayırlı bi iş. Bu heriflerden ne kadar çok azalırsa o kadar iyi. Biraz Nazi mantığına kaçıyor ama bizim aradığımız mükemmel ırk değil, aradaki fark önemli. Sadece başkalarının hayatına karışmayan, önündeki işine bakıp, laklak yapmayan adamlar aradıklarımız.

Bu adamların baltayla katledildiğine üzülmem de, kendi işinde gücünde hayatını sürdürürken mahalle baskısına dayanamayıp, baltayı kuşanıp, laklakçı ve gazcı adamları liğme liğme edip, gençliğinin baharında hapise düşen suçsuz gence üzülürüm. Yaptığı hareket her ne kadar şehir anahtarı hediye edilecek kadar sevap da olsa, hapiste uzun yıllar sürdürecektir yasalara göre. Böyle insanların başı yanmasın diye de yeni bir proje geliştirdim.

Konsept, özellikle bu dangalak insanların sürekli giyiminize baktığından yola çıkılarak t-shirt üstüne kuruldu. Led ışık göstergesi ve ufak bir pille çalışan alıcıyla tasarlanan ufak devre aslında bu, lakin işlevi yüksek. “Karşındakinin Yaşam Limitini Gösteren T-shirt” adını koyduğumuz bu t-shirt adından da anlaşılacağı gibi, karşınızdaki insanlara, elinize ne zaman baltayı alıp katliam yapabileceğinizi gösterip, önceden hazırlıkl
ı olmalarını sağlayan bir sistem. Toplum standartlarından az da olsa farklı olan gencin önceden yapması gereken sadece birkaç ufak işlem var. Öncelikle
tahammül edilemeyen kelimelerin belirlenmesi lazım, ki bu kişiden kişiye değişir. Alette standart olarak en çok dalga malzemesi olarak kullanılan kel, göbekli, şişman rambo, kıllı, ayı, sığır gibi kelimeler olsa da, ürünün kumandasıyla bunları kolayca değiştirebilirsiniz. Mesela benimki gibi ithamlara maruz kalıyorsanız, kelimeleriniz satanist, kedi kesen, at s.ken, şeytana tapan, allahsız, .pne gibi öbekler olacaktır. Şayet aşırı derecede Cumhuriyetçi iseniz şeriatçı, radikal islamcı, Tayyip, Abdullah Gül, Fethullah Gülen, İslam Cumhuriyeti, türbanlı, haşemalı ve bunun gibi programlamanız gereken bir yığın kelime olacak.

Lakin göstergede asıl önemli olan nokta, her hakaretin göstergenin ibresini aynı şekilde oynatmaması. Her kelimenin sinirinize verdiği tahribat seviyesini de veritabanına giriyorsunuz. Bir Cumhuriyetçi olarak Fethullah Gülen, İslam Cumhuriyeti, Tayyip ve Türbanlı kelimeleri en yüksek sinir tahribatına yol açarken, Abdullah Gül, şeriatçı, radikal islamcı orta seviye, Haşemalı kelimesi ise düşük seviyede ibre düşmesine sebep olacak. Eş zamanlı öfke göstergesi diye buna derim.

Eğer etrafınızı dört bir yanınızdan kuşatmadılarsa yarım saatte bir, gösterge ufak da olsa pozitif yöne doğru ilerleyecek. İnsanların size karşı davranışlarına göre verebileceğiniz tepkileri de simgesel olarak grafiğin yanında dört bölgede gösterebilirsiniz. Kalpten tutun da, elektirikli testereye kadar 500 alternatifiniz var. T-shirt’ün üstündeki göstergeyi bir nevi karşıdakinin can sınırı gibi görebiliriz. Her oyunda olduğu gibi 100 can puanıyla başlayan gösterge, karşıdakinin kelimelerine göre gitgide azalacaktır. Ürünümüz “Devlet haklılık güvencesi“ne sahip olduğundan ötürü, ibre sıfırlandığı zaman karşınızdakini öldürmeniz durumunda 10/10 haklı olacağınız için hiçbir cezai işleme maruz kalmayacaksınız. Tabi gerçekten hak eden kişinin öldürülmesi için kanıt gerektiğinden ötürü, t-shirtün önüne bir adet de görünmez fotoğraf makinesi koydum. Tam delirme anınızda screenshotı yakalasın diye.

Proje olarak, yaşlı ve anlayışsız bunaklar tarafından çürümeye zorlanan gençliğimizi kurtaracak türden bir konsept çalışma yapmak istedim. Şu an için geliştirme aşamasında. Yeni özellikler eklenerek, tam kapsamlı bir uyarı materyali olabileceğini umuyorum. Gerçekten ürünün bittiği ve gençlerimizin giymeye başladığı an, işte o vakit, Nazım Hikmet’in dediği gibi motorları maviliklere sürebileceğiz. Hatta maviliklere sürmeyi bırakın, bu molozların üzerine bile sürebiliriz, A2 ehliyeti dahil, cezai ehliyet hariç.

Yazı bittiğinde “The Allman Brothers Band – In Memory of Elizabeth Reed” çalıyordu.

Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi

 Yorumunu ekle

8 yorum yapılmış bu güzide postaya

  1. Taylan Der ki:

    Bu yazına evde hatim indireceğim. Şimdi kendimi veremiyorum.

  2. KuPa k1z1 Der ki:

    Keyifle okudum:)Cemil İpekçi’nin gelinlik yerine senin t-shirtünle sahneye çıkması olası eğer bunu okuyorsa:)Bende bir tane istiyorum anannemin kilo verdiğim zaman amaan sen nasıl yaşıyorsun demesini eklemek istiyorum:)Ben kilomla mutluyum azıcık kilo alsam bir göbek çıkıyor ben sevmiyorum onu yok etmek için mekik çekmeye çalışıyorum ama çekemem hemen yorulurum ben anlamam mekik şınav yemiceksin azcık tutcan boğazını bu sefer istediğim gibi oluyorum annem dahil tüm yaşlı hatunlar kurumuşsun kızım sen hiç yemiyormusun diye beni obeziteye itiyorlar.Birde o gazcı türlerin muhabbetlerinden keyif almadığım dedikodu kazanı ağızların anneme bu kız hiç bir şey yemiyormu demeleri anneme iyice bir gaz veriyor ve bu sefer sen annenin yemeklerini sevmiyor musun yoksa diye acıtasyona dayalı işkencelere maruz kalıyorum…Ben böyle güzelim hıh kendi kızına baksın diyincede papuuç kadar dilim oluyor :/Seni çok iyi anlıyorum deli profum.Birde öyle olmadığın halde öyleymişin gibi saçma ağızlara konu olunca insanın o elinde baltayla dolaşan satanist olası geliyor:)Biri ağzını açtığında “ne dedin sen” tokatını yemeleri olası:)

  3. KuPa k1z1 Der ki:

    mümkünse efil efil sınırında gezip tozum oynasınlar değilmi ama:)

  4. buzcevheri Der ki:

    Huehue t-shirte gel. Yakında bu tarz şeyler olacak hep. Mesela anne sırtından TV izlenip, baba koluyla telefonla konuşulup, göbeğimizde web-surf yapacağız. =)

    Geçen sene zeytinli rock festivalinde bir grup elemanının giydiği t-shirt buna benzer bir şeydi. Gitarının ses desibeline göre t-shirtünün önündeki panelde ışıklar oynaşıyordu.

  5. Deli Profesör Der ki:

    @taylan İndirdin mi hocam :D Yine olmadıysa amuda kalkarak okuyabilirsin :D

    @kupa k1z1 Eee hatunun etlisi makbuldür bizim eskilere göre :D
    Efil efilden 10 basamak inmelerine de razıyım ama dibi zorluyorlar :D

    @buzcevheri T-Equalizer hocam o t-shirtün adı. Bende de var çok süper. Etrafındaki gürültü patırtıya göre ekolayzır hareket ediyor.

  6. Cevval Portakal: Der ki:

    Deli Profesör Arge Laboratuvarına üye olmak istiyorum mümkünse, gerek üretici gerek tüketici olarak.
    Bu gözlemci-yorumcu insanların bir de mobil vaziyette grup halinde dolaşanları vardır.
    Misal, gece vakti yolunuz bir şekilde otoyol kenarına düştüyse, ne işim var orada demeyin bir şekilde olaylar sizi sürükleyebilir, yanınızdan geçen beyaz, içinde mavi ışıklar uçuşan, gürültülü bir şahinden çıkmış gözlemci-yorumcu kafalardan şöyle bir nida işitebilirsiniz: Saçınıskim rospuçocuuuuuuuuuuu…

  7. Deli Profesör Der ki:

    @cevval portakal 3-5 blogcu toplanıp, araştırıp, geliştirsek cidden köşe oluruz gibime geliyor çoğu zaman hocam. Bu dediğime benzer mantıktan t-shirt seri üretimi yapıp onları bunlardanistiyorum, iwantoneofthose gibi sitelere satsak 10 yıl götürür bizi. Aslında Lava Lamp gibi yılların eskitemediği bişey lazım bize.
    Şahin olayı hiç aklıma gelmemişti hocam vallaha çok güzel bir ek oldu konuya. Aslında en dayaklık herifler de onlar. Aslında seninle yanyana gelse laf söylemeye tırsar. Ama külüstür bi şahine atlayınca cesaret geliyo. O anda araba Allah’ın zopasıyal bi duracak, gece vakti göstereceksin.(Hani “Gece gösterdiler mi” diye bi tabir var ya, o tabirde gösterilen şeyi göstermek lazım :D )

  8. ZehirliÖrümcek Der ki:

    Delicim sen bir harikasın :) Yaa bu arada Cevval’in yorumunu okuyunca bir kahkaha patlattım, yan bürodan geldiler ne oldu diye :D

    “Saçınıskim rospuçocuuuuuuuuuuu…”

    Hahahahahaha :D DDDD Yaa saçın olmasa küpene o olmasa dövmene hiç olmasa bir yerlerine laf bulurlar!

Anlat derdini Marko Paşaya