Paths of Glory (1957)

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Yine bir film incelemesi kısmındayız ve nedense yine bir Stanley Kubrick filmi.Site açıldığından beri sürekli Kubrick filmlerini yazıyorum.Galiba hepsini yazıp bitirmeden içim rahat etmeyecek.Kendimi Overdose yapıyor gibi hissediyorum.Ya ölecem,ya da daha fazla Kubrick bağımlısı olacam.İşin kötü yanı eldeki Kubrick filmleri bitince nolcak merak ederim.Acaba o vakit,kendimi Nuri Alço gibi bir amca yarısının gazozuna emanet eden bir Ahu Tuğba hafifliğinde mi hissedecem?Zaman gösterir.
Arada sırada,kendi beynimle yalnız kaldığımda düşünürüm : Acaba bu ülkeyi sevdiğim için mi burada yaşıyorum?Yoksa burada doğduğum ve buraya alıştığım,yenilikten korktuğum için mi bu ülkede yaşıyorum?Bu sorular genelde savaş zamanlarında,terörle savaş zamanlarında kafama takılmıştır hep.Orada doğuda buzların içinde askerlerimiz canlarına pahasına savaşırken ben kendimi burda tırsak bir vatan haini gibi hissediyorum.Acaba elimde fırsat olsa ülkemi yüzüstü bırakmak gibi bi adilik yapar mıyım diye düşünüyorum.Bunu pek çoğunuz yapıyordur eminim.
Kubrick de aslında Paths of Glory filminde buna benzer bir ruh halini irdeliyor.Ülkesi için savaşan yığınla asker ve rütbesi için askerlerini bir çöp parçasından farksız gören bir üst komutan.Kendi egosunu tatmin etmek için And Tepesi’ni almalarını istiyor bölük komutanından.Ama bölük komutanı rütbe,para pul peşinde değil.Sadece askerlerini düşünmekte.Her ne kadar bunun imkansız olduğunu,askerlerin yetersiz olduğunu,yersiz kayıplar verileceğini söylese de anlatamıyor büyük komutana.
And Tepesine saldırı başlarken askerlerin bir taraftaki kısmı çıkabiliyor ve ölüme doğru gidiyor.Tepeye yaklaşamadan ölüyorlar.Diğer bulunan grubun tarafa o kadar çok mermi yağıyor ki askerler dışarı bile çıkamıyor.Sadece ölüme gönderilen askerler ölmeye gitmedi diye,vatan haini ilan ediliyorlar.Düşünsenize olamayacak bir şey için,imkansız bir şey için beş para etmez bir adam size ölmeniz için emir veriyor.Bu kabul edilemez.Askerler her ne kadar haklı olsa da bu hareketin bedeli ödetiliyor.Ama idealist komutan rolündeki Kirk Douglas (Adam oğlu Michael Douglas’la aynı.Resmen karbon kopya) askerlerini korumaya çalışıyor.Tabi üstleri bunu istemediği sürece elinden birşey gelmez.
Kubrick’in filmde kullandığı kamera açıları ve diyaloglar gerçekten takdir edilecek cinsten.Adeta kamerayı bir boyut kapısı gibi kullanıyor ve seyirciyi de filmin içine alıyor.Ve istediği gibi huzursuz da ediyor.Bizi huzursuz ettiği kadar ülkelerin üst mevkilerindeki insanları da rahatsız etmiştir eminim.Bu vakite kadar bi yığın savaş filmi gördüm ama bu filmde gördüğüm savaş alanları diğer gördüklerime göre en etkileyici ve en gerçekçi olanıydı.Yani anlayacağınız dekorundan senaryosuna kadar dört dörtlük bir film.Filmin sonunda Fransız askerlerin Alman şarkıcıyla birlikte şarkı söylemesiyse apayrı bir mesaj,apayrı bir duygu yoğunluğu.Ortada ödenmesi gereken bir bedel olmamasına rağmen komutanın gurur meselesi yüzünden idam edilen askerlerin dramı apayrı bir melodram.

IMDB Kullanıcı Oyu: 8.6/10 (28,071 votes)

Top 250: #44

Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi



Henüz çekingenlikten ötürü yorum yapılmamış... Fakat bir yorum yapıp, binbir çeşit geyiğin önünü açabilirsin.

Anlat derdini Marko Paşaya