Anekdot Silsilasyonu : Part II

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

*Bence Kuran’ın ilk cümlesi “Oku!” değil,”Yaz!” olmalıydı.Allah’ın işine karışmak gibi olmasın ama.Sonuçta yazalım ki alsın biri okusun,feyz alsın.Gerçi müslüman toplulukları bakıyorum da “Oku” cümlesini skleyen de yok.
*Antichristler g.tümü yesin.
*Antimüslimler yarraamı yesin.
*Çizgi film izleyen 20-30-40 yaşlarındaki insanlara “Sen çocuk musun?” diyen insancıklara acıyorum.Yanıt bile vermem onlara.
*Görmemiş anal seks kremi almış,tutmuş g.tünü parmaklamış.(Güzel uyarlama oldu.)
*Bi kadına ofsayt anlatmak mı,yoksa ölmek mi?” deseler,şüphesiz ölürüm.Ben ölürsem akşamüstü ölürüm.
*Yemek yiyip,üstüne çikolata yedikten sonra anında suya sarılırım ve patlayıncaya,çatlayıncaya kadar içerim.
*Geçen anneme sevgilimden ayrıldığımı söyledim.Kadının teselli şekli aynen şöyleydi : “Üzülme oğlum,kızlar senin daşşağını yesin.” Böyle şeyler beni dumur etmez tabi,ben de hemen yanıtladım : “Kızlar benim ç.kümü yesin.”
*Eskiden masonlarla masörleri karıştırırdım.Masörlerin ne olduğunu öğrendim.Ama masonların içinde geçtiği o kadar şey okur,izlerim,hala ne skim olduklarını bilmem.
*Anneme “Rüyamda Tayyip’i gördüm” dedim üzülerek.”Tayyip’le konuşuyordum.” dedim.Annem de seviniyor “Oh oh ne güzel devlet adamı” diye.O devlet adamının kendine hayrı var mı ki bana olsun.
*Hiç etek tıraşı olduktan sonra dalga bölgesinin etrafına kolonya sürdünüz mü?Cevabınız “Hayır”sa aferin lan.Çok pis yanıyo.
*Kulaklıkla müzik dinlerken hıyarın biri bana gelip otobüs ya da durak sorunca uyuz oluyorum.Bi tek bende kulaklık var ama gelip bana soruyor.Böyle adamlara .mcık demek istiyorum.Ananın .mı da olabilir.
*Ben 2 yaşımdayken abimin sünnet zamanıymış (11 yaşında).Beni de aradan çıkarmışlar.Hadi onu geçtim,sünnet ortamını tatmadım eyvallah da,bana takılan takılar,paralar onlar da yok be.Zaten paraya sıkışığım bi daha kestirecem.
*Devlet otobüslerinde giderken birinin cep telefonu yüksek sesle çaldığında otobüs şöförleri dikiz aynasından kesik bi bakış atmasın.
*Palas Pandıras : Açacağım Otel
*Kadınların göğüs dekoltesi oluyo da erkeklerin niye y.rak dekoltesi olmuyo ki?Gözlere mi hitap etmiyo?

Yazı bittiğinde “Camel – La Princess Perdue” çalıyordu.

Shoot-N-Roll

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Aynı anda kar yağan,kafanıza güneş vuran,hem sıcak,hem soğuk bi iklimde bulundunuz mu hiç?Eğer İzmir gibi manyak bi şehirdeyseniz bugün böyle ilginç bi durumu yakalama fırsatına sahip olmuş olmalısınız.Zira ben böyle kararsız,ne yapacağını bilemeyen,sağ gösterip sol vurmaya çalışırken ikisini de yapamamasına rağmen yine de bi şaşkınlık yaşatabilen bi hava görmemiştim.Tadı çıkarılası bi hava olmasına karşın,sırtıma saplanmış bir bıçak tadında yaşadığım hastalıksal bi acı nedeniyle lezzetini alamadım.Ben de son zamanlardaki trend oyunum Shoot-n-Roll‘ü açtım oynadım.

Önceden de bahsetmiştim.Eskiden PacMan oynayamazdım,korkardım.Üzerime gelen o karınları doymak bilmez yaratıklara karşı savunmasız olduğum için tırsardım her daim.1′e 5 dalıyolar olmaz ki.Erkekseniz teker teker gelin lan!

Şu gariban PacMan’imizde bari ufacık bi avantaj olsun derdim,elinde en azından altıpaklar olsun değil mi ama?PacMan dileğimi hiç bi zaman gerçekleştirmedi.Hep yenildik,hep yenildik.Yine denedik,daha iyi yenildik.Zira yaratıklar gönlümüzü verdiğimiz kızın delikanlı,eli bıçaklı abileri gibi geliyodu peşimizden.

Neyse ki geçen bu oyun geçti elime.İsmi çok güzeldi,vurmayı anımsatıyordu,tiplerse PacMan’deki karakterleri.Ve o beklediğim özellik de vardı esas oğlanımızda.Altıpakları olmasa da eli silahlı bi oğlandı.İşte o an derin bir “Nıahahahahahaah!” patlattım ve o sırada bütün şehirde birden yağmurlar yağıp,şimşekler çaktı.Kötü karakter konseptimi tamamlayan güzel bi doğa olayı olmuştu.

Aldım elime silahı,yaratıkları çatır çutur alnından mıhlaya mıhlaya toplamam gereken PacMan’deki noktaların muadili altınımsı şeyleri toplamaya başladım.Gerçekten çok eğlenceli.Oyun sanırım yaklaşık 100 bölümden oluşuyor (Daha sonuna gelemedim).Her bölümdeki mantık çok basit : Bölümdeki bütün altınlar canavarlardan kurtularak topla,sonra açılan kapıdan bir sonraki bölüme geç.Mantık bu ve,bölüm ilerledikçe geçmeniz daha da zorlaşıyor,canavar sayısı da artıyor haliyle.Canavarları silahla öldürüyor olmanızdan bahsetmiştim.Ama bunun yanında öldürdüğünüz canavarların geri canlanma noktasından oyuna döndüklerini belirtmem lazım.Bu yüzden bazen silahınız yerine zekanızı kullanıp o salakları şaşırtmanız gerekiyor.

Bu arada benim sırtımdaki bıçak ağrısı iyice artmaya başladı,kıvrana kıvrana yazıyorum.O yüzden küçüklerimin yüzlerinden,büyüklerimin ellerinden,ortancalarımın ortalarından öperek huzurlarınızdan ayrılıp rezidansımda sıcak bir kakao içmeye gidiyorum.Göreviniz : Eğer kabul ederseniz,bu oyunu oynayıp PacMan’in ruhuna rahmet okumak.

Yazı bittiğinde “T-Rex – Dandy in the Underworld” çalıyodu.

Mim Part II : Zamanda Yolculuk

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Mal sahibi,mim sahibi : Kubio
Hani bunun ilk sahibi : Hasancebi

Her ne kadar ünlü bilim adamı Stephen Hawking,zamanda yolculuğun mümkün olmadığını,eğer öyle bişey yapılabilmiş olsaydı, gelecekten zaman yolculuğu yapıp bize uğrayan insanların aramızda olmaları gerektiğini belirtse de,çoğumuzun en büyük fantezilerinden biridir zamanda yolculuk.Bunu düşünmek insanı mutlu eder.

Öyle ki,pek çok filme,diziye ve oyuna konu olmuştur bu durum.Bunların arasında Time Splitters ve Back to the Future sanırsam en meşhur olanı.Ama insanoğlu olarak bunun bir fantezi olduğunu bilsek bile riskli yanlarını da her zaman dile getirmişizdir.Uzay-zaman boşluğunda kırılma,geleceği değiştirip daha kötü bir dünya haline gelmesine sebebiyet verme.


Gelelim mim konusuna.Madem elimizde 2 tane yolculuk hakkı var birini geçmişe,birini de geleceğe harcamak istedim.İlk olarak sanırım şu insanların maymun kılıklı,moron tipli oldu prehistorik devire uğrardım.Hani şu Kubrick‘in 2001 : A Space Odyssey filminde siyah,eşşek kadar bi mermerimsi blok var ya aha onu arardım.Harbiden merak ediyorum.İnsanlığın merkezinde yatan şey bu taş mı?Böyle bi taş var mı?O taşı görüp dokunmak isterdim.

2. olarak da 3000 yılına giderdim.Hani şu Futurama‘da işlenen 3000 yılı var ya,oraya.Dizideki seyahat tüpleri hep hoşuma gitmiştir.Tüpe yaklaşıp gideceğin yeri diyorsun,seni vakumlayarak,jet hızıyla gideceğin yere bırakıyor.Trafik sorununu harbiden kökünden çözen bi olay.İstanbul’un trafiğini bu tüpler çözer miydi acaba oraya gidip bakmak isterdim.Bi de şu intihar kabinleri meselesi,25 kuruşla çalışan bireysel sorun çözme makinesi.3000 yılında nüfusun ve dolayısıyla sıkıntıların artacağı kesin.Bu yüzden intihar kabinleri de telefon kabinleri gibi normal karşılanırdı diye düşünüyorum.Böyle bişeyin normal karşılanıp karşılanmayacağını merak ediyorum 3000′de.

Limiti doldurduk.Tarihten 2 kare görünce insanın iştahı açılıyo be.Daha fazlasını merak ettim bak şimdi.Umarım ben ölmeden şu zaman-mekan kavramını çözüp bi zaman makinesi yaparlar da başka şeyler de görürüm.Ama ben de bu zamanda seyahat olayının fanteziden öteye gidebileceğini sanmıyorum ne yazık ki.Son olarak akı kapasitörsüz bize bu işi yaptırdığı için sevgili mim sahibine teşekkür ediyorum.
Fırından gönderiyorum çıtır çıtır,yakalayın : tersmeditasyon , pitekantropus , taylanov , archengineer , buzcevheri

Mim bittiğinde “Camel – Supertwister” çalıyordu.

MotörHeadGirlSchool – Please Don’t Touch

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Ben pek fazla klip takip eden biri değilimdir.ya da müzik videosu.Yok onun klibi çıkmış da,bunun zamazingosu çıkmış da,pek ilgilenmem.Sadece açar albümü dinlerim.
Ama illa ki istisnalar oluyor.Her klibi,her performansı aynı kefeye koyamayız ya.Motörhead‘in kadim kankası Girlschool‘la yaptığı Please Don’t Touch coverı da bu mükemmel performanslardan biri.Motörhead harbiden ballı grup.Kaç tane grubun böyle hatunlardan oluşan,aynı tarzı soluyan yoldaşları olur ki?Her hatun bi groupie olabilir ama headbanger olmak yürek ister.Girlschool,Motörhead tarafından meşhur edildi ama sonrasında birlikte konserleri,performansları oldu.Ama hiçbiri bu şarkı kadar eğlenceli ve mükemmel olmamıştır sanırım.Grup elemanları (Özellikle Motörhead’in davulcu yardı beni :D ) birlikte ne kadar eğleniyor baksanıza.

Yazı bittiğinde “The Who – Squeeze Box” çalıyordu.

84 – You Me & Infamy (2007)

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

İlk olarak şunu belirtmem gerekir ki,mevzubahis grubumuz 84‘ün,”Ölürüm hasretiiinle” diye uyduruk bi şarkıyla meşhur olan çakma grup 84 (ya da seksendört,ya da biraz Amerikan özentisi şeklinde düşünürsek Sex&Dirt ya da piyasaya çıkan ilk adlarıyla düşünürsek Hacettepeliler.Oha be amma ad koyulmuş.) ile hiçbir alakası yoktur.Zaten o dandiklikte bir grup hakkında beni bıçakla zorlasanız dahi olumlu bişey yazmam.Herşeyi akıla ilk gelen anlamıyla düşünüyor olsaydık,o zaman 69 isimli bir film çıktığında ya da 31 isimli bir müzik grubu çıktığında olayları daha basit,daha mantıksız yerlere çekebilirdik.O yüzden peşin yargılı davranmayın,kafanızı yardırtmayın.
84,bildiğim kadarıyla 2002 yılında kurulmuş bir grup.Hakkında pek fazla bilgiye ulaşamadım.Sebebini tahmin edebilmişsinizdir umarım.Bunun dışında size gruptaki elemanların Michael Falk,Andrew Worotniuk,Ari Dyball ve Darren Seknow olduğunu söyleyebilirim.
Dünyada kabul edilmiş genel bi kanı vardır.Şayet bir albümün kapağının uyandırdığı ilk intiba üzerinizde iyi olursa o albüm çok güzeldir veya sırf o albümün kapağı bile size albümün iyi olduğunu düşündürmeye yeter.Mevzubahis albümümüz ilk söylediğim tanıma uyuyor.Kim demiş blues öldü diye?Adamlar bluesla rock müziği modifiye etmişler ve ortaya çok hayvani güzellikte,çok hoş tınıları olan bir albüm çıkmış.Tabi blues sever biri olarak böyle güzel bir modifiye beni mest etti,eminim diğer blues severler de aynı şeyi düşüneceklerdir.
Albümün muhteviyatına gelirsek,başlangıcında intro babında bir Epilogue girişimiz var ve bu gerçekten albümün ruhuna ruh katan bişey bence.Albümün kompozisyonunu daha belirgin hale getiriyor.Devamında “Year of the Dog“,”Bluestone School Road“,”Soul Beat” gibi şarkılarla eğlenceli dakikalar yaşıyoruz.Bu albümün en sevdiğim kısmı ise temponun hiç düşmemesi oldu.Her daim güzel bir rock blues karışımı tadında bir hızda gidiyor.Bana göre albümün en bomba şarkısı “Li’l White Soul“.Bu şarkıyı o kadar çok beğendim ki,ilk dinlediğimde 10 kere üst üste dinledim,ki genelde öyle bişey yapmam bi albümü ilk kez dinlerken,varın siz düşünün.Ve albümün sonuna geldiğimizde outro babında “River Has Gone” şarkısı giriyor ve albümümüzün kompozisyonu çok güzel bir sonuç bölümüyle tamamlanıyor.
You,Me & Infamy,müzik dünyasında çok güzel bir yeri hak eden,çok lezzetli bir albüm.Umarım 2007 yılında çıkan bu albüm iyi yerlere gelir ve grubu da hak ettiği yerlere taşır.Çünkü bana çok nadiren aldığım bir lezzet verdiler albümlerinde.Yeni albümlerini dört gözle bekliyorum.

MUHTEVİYAT : 1.Epilogue 2.Year Of The Dog 3.Bluestone School Road 4.You, Me And Infamy 5.Soul Beat 6.Swamp Blues 7.Dead Are The Brave 8.Li’l White Soul 9.Mesapotamia 10.River Has Gone, The


84 – You Me & Infamy Albümünü İndir