Oğlan Sizin, Kız Bizim Tey Tey

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Kız Babası: Oğlumuz ne iş yapıyordu acaba?
Oğlan Babası: Oğlum diye söylemiyorum ama tombalacıdır. İyi tombala çeker yani. En iyi meziyeti budur. Geriye kalan hiç bi b.ku da doğru dürüst yapamaz.
Oğlan: Aaa, baba lütfen ama alelade bir meslekmişçesine bahsetmesene yaptığım işten. Efendim ben Harvard’da 5 yıl Tombala Mühendisliği üstüne ihtisas yaptım. Siz babamın cahilliğine veriniz, o ilkokuldan terk olduğu için böyle saçmalıyor. Mühendis bile diyemiyor kendisi. Miyendüz diyor. Büyükşehire geleli neredeyse 25 sene olmuş lakin hala miyendüz diye ısrar etmekte kendisi.
Oğlan Babası: Napacağıdım eşşeğin sıpası? Köyden şehire indim diye geleneğimi göreneğimi mi unutacaktım?
Oğlan: Ya bırakhh (çok hiddetli) baba allasenhh yaaah (hırstan tıslıyor). Düğünden önce damadı tıraş ediyoruz geyiğiyle suratına at tezeği sürmek mi kültür? Hadi onu da geçtim, tıraş bıçağı olarak da atın malafatını kullanmanız apayrı bi olay. Senin bu cahil ağzın yüzünden kızı da vermeyecekler bize. Yıllardır solo çalışmalarla takılıyorum. Ama artık gruba eleman eklemenin vakti geldi. Düz duvara tırmanıyorum. Kızı vermezlerse senin çilli tavuğu düdüklerim ona göre. Abazanlıkla müzisyenlik ne kadar da tezatmış. Müzisyensen önce grup çalışmasına başlarsın, akabinde sorunlar olur solo olarak devam edersin. Ama abazanlık konusunda öyle değil. Hayata solo giriyorsun.
Kız Babası: (Kız babası içten hafif bi ya sabır çeker, adeta Hasbinallah Velivelvekin gibi bişeydir) Evladım peki bu işin tekniği nedir acaba? Tombala çekmenin üniversite haricinde ayrı gereklilikleri de olsa gerek. Tabi teknik bir bilgim yok, ama her işte olduğu gibi bunda da olmalı muhakkak.
Oğlan: Dinle baba dinle, dinle de ilgili baba gör. Senin gibi bi babası olan bi adam olarak evleneceğim kıza nasıl “Anama ana diyesin, babama baba diyesin, sen bize gelin gelesin, nerde kaldın kibar gelin? ” diyeyim ben? Hangi büzzükle söyleyeyim bunu baba?
Oğlan Babası: Eeeh, yeter lan dürrük! Sen bu tombalacılığı üniversite okumakla mı becerdiğini sanıyorsun? Yüzyıllardır genimizde dönen tombalacılık yeteneğiyle gelmişsin bana caka satıyorsun. Senin annenle sevişip, seni imal etmeseydik, sen de mecburen başka bi kadının vajinasından çıkmak zorunda kalsaydın -Tabi reenkarnasyon diye bişey varsa- üniversite okumayla bu mesleğin hakkını verebilecek olduğunu mu sanıyordun? Hanım, bu oğlanı biz fazla şımarttık. Dalgayı büyütsün diye tombalacı yaptık, ama gördüğüm kadarıyla imalatta hafif hata yapmışız. Bu denyo tombala çektiğinde dalgası değil, g.tü büyüyor ve kalkıyor.
Oğlan Anası: Beey, çocuğun en güzel gününde denilecek laf mı bu şimdi? Alıştıra alıştıra söyleyeydin. Tombala hayatında kendine olan güveni giderse napar bu çocuk bi ömür? Zaten başka hiçbişeyden de anlamıyo. Vallaha açlıktan nefesi kokar. Çok lükse düşkün bi de keranacı. Emekli maaşının 10 katını versen yine yetmez.
Oğlan: Vaay uyanık köylüye bak, neler de bilirmiş vay vay vay çakal senii. Reenkarnasyon haa? Kahvehanedeki kültür mantarlarından mı öğrendin bu ağızları? Ben oralarda sadece politika üzerine varsayımlar dönüyor sanıyordum.
Oğlan Babası: Ne sandın yarraaaam? Biz de boş adam değiliz tabi.
Oğlan: Neyse efendim, kusurumuza bakmayın bu cahil kekoyu getirmemem lazımdı aslında ama, naparsınız, prosedür böyle. İlla ki ana baba namına bişey getirmek gerekiyor kız isterken. Sorunuzu yanıtlayayım ben. Dediğiniz gibi efendim, tombala tamamen tekniğe dayalı bir sistem. Nerdeyse bütün hareketleri bir formül ve sistem üzerine oturuyor. Hatta şunu belirteyim, herşeyin başı integral. Formula pilotları gibi sürekli rüzgar tüneli çalışmaları yapıyor ve tombala sürtünme katsayılarını en aza indirgeyip, mümkün olan en yüksek verimi almaya çalışıyoruz. Günümüz teknolojisi sayesinde tombalalık dediğimiz bölgeyi çok özel bir nanoteknolojik ürünle çepeçevre sarıyoruz ve bu deneyim tombala devinimlerimizde yüzde 25lere varan enerji tasarrufu sağlıyor. E devir yüksek verim devri. Tombalalıklıklarımız -tombalalığı saran elbiseye bu adı verdik nedense, daha yaratıcı bi isim yokmuş gibi. Sen git Harvard’daki kreatöre dünyanın parasını ver, gitsin ürünün adını tombalalıklık koysun. Olacak iş mi bu allasen efendim? Prezervatife ç.klük demek gibi bişey yani- enerji seviyesine göre derecelere sahip mesela. Tabi C enerji sınıfından daha kötüsünü de kullanmıyoruz.
Kız Babası: Hmm anladım. Peki işinize evi getirmek gibi kötü bir alışkanlığınız yok değil mi? Yani ilgilenmeyecekseniz kızımla hiç vermeyeyim. Aslında sende damızlık gibi bi tip var, tosun gibisin maşşallah, madem muhabbet koyulaştı, söyleyeyim, ben tosun tipli damızlıklara pek güvenmiyorum.
Kız: Ya babaaa yaaa, o benim hayatımın erkekiiii. Onunla çok iyi sevişiyoruz, yani anlaşma bazındaaa. Biz gerçekten çok farklı bi çiftiz, birbirimizi tamamlıyoruz sanki. Bazen çok şaşırıyorum bu tamamlayıcılığa. Mesela yemek konusunda ben yapmayı çok seviyorum, o da yemeyi çok seviyooor. Dünyayı arasam böyle erkek bulamaaam.
Kız Babası: (Sırıtarak) Evet haklısın, şu dünyada kaç tane yemek yemeyi seven erkek var ki?
Oğlan: Valla haklısınız efendim, başlık parası da mı isteseydim acaba diye düşündüm şimdi bi an. Yemek yedikten sonra teşekkür bile ediyorum. Bu da değerime değer katıyor. Gerçi kızınız daha doğru dürüst bi b.k yapamıyor hani, zorla yiyorum. Ama bi şekilde öğrenecektir herhalde. Yoksa bi ömür bu boktan yemeklerle geçmez. Valla annesi teessüf ederim size. Kız gelmiş 30 yaşına, daha yumurta kırmayı bile doğru dürüst beceremiyor. Gerçi size de bakıyorum da sizin de bildiğinizi sanmıyorum. Afedersiniz çok kokoş bi tipiniz var. Hatta hafiften konsomatrisleri andırıyorsunuz. Büyük ihtimalle gece vakitleri barlarda ne idüğü belirsiz erkeklerin masasında otururken doyuruyorsu
nuzdur karnınızı. Artanları da eve paket yaptırıyorsunuzdur.

Kız Anası: Aaaa bey üstüme iyilik sağlık, ne diyor bu dürzü? Kız istemeye geldiklerinde çok mülayimlerdi, fazla coştu bunlar, vallaha bozduracaklar bayramlık ağzımı. Kızı vermekten vazgeçtim vazgeçeceğim yani o derece.
Oğlan: Sktirin gidin lan, verirseniz ekime, vermezseniz skime. Kız ne tercih ederse o olur. Siz anca burda g.tlerinizi koltuğa yapıştırıp prosedür uygulayın. Sanki kurban bayramında dana pazarlığı yapıyoruz. Ki öyle olsa yanımda 6 kişi daha getirirdim. Birimiz kollarına, birimiz dalağına, birimiz kafasına şeklinde paylaşırdık. Ya da kura çekerdik artık kime ne gelirse. Hadi yiyosa vermeyin.
Kız Babası: Biraz ağzın bozuk ama sevdim seni damat. Tam dobra adamsın. Ama bize laf giydirirken hala sorumu yanıtlamadın. İşini eve getiriyor musun dedim. Yok bi alengir değil mi?
Oğlan: Sizi temin ederim ki, hiçbir şekilde öyle bir alışkanlığım yoktur. Ailem bilir. İş yerinde yeteri kadar bilgisayarlarla da çalışma yaptığımız için eve bilgisayar bile koymuyorum. Zaten benim bi günde çektiğim tombalayı siz çekseniz emin olun akşama koltuktan g.tünüzü bile kaldıramazsınız.
Kız Babası: Ee gulüm biz hamladık artık. 1 tombala çeksem 1 ay yetiyo bana. Aslında haklı olabilirsin lan. Ben hanımla da pek yatak olaylarına girmiyorum acaba tatminsizlikten konsomatris olmuş olabilir mi? Çık git lan karı, defol gözüm görmesin seni. Damat da olmasa senin ne b.k yediğini anlayamayacaktım. Sana daha iyi tombala sağlayan birine tombala çek.
Kız Anası: Malının yüzde ellisini alırım ama.
Kız Babası: Yüzde elli mi? Neyse canım, sen takıl yine. Ben biraz fazla köpürdüm aşkım. Sen bana ne bakıyorsun şaka yaptım. Kız evi gergin oluyor tabii.Lan hadi sizde kızı alacaksanız bi alın sktirin gidin. Sizin yüzünüzden aile dağılacak. Gaspet herifler. Evde bereket bırakmadınız.
Oğlan Babası: Peki o zaman kızınızı istiyorum, yani taşmış, salak da olsa iş görür -Lan Kendimi kötü kadın rollerindeki Aliye Rona gibi hissettim, sanki biçki dikiş kursu adı altında sermaye atıyoruz mekana- yani kızınızı oğluma istiyorum esasen. Kendime de uygun görürdüm ama ne bu hain evlat, ne de bu tipsiz karı izin verir.
Kız Babası: Valla alın gidin işte, benden geçti. Kim istiyosa alsın o evlensin. Bunun da annesi gibi eli kolu durmayacak belli. Ama alan kişi eve kelepçelesin, yoksa kaçar kaçar başka erkeklerin koynuna girer bu. Ona göre dikkat edin.
Oğlan Babası: Oh yeah! Peder kızı aldığıma göre şurda bi gerdeğe girebilir miyiz be, nişan hediyesi olsun vallaha. Bugün burdan eli boş dönmeye gelmedim, illa ki skor yapmam lazım. Zaten tombala enstitüsünden de 3 günlük izin almıştım. Anlayacağınız durumlar vahim.
Kız Babası: İyi hadi üste çıkın, ilk odada sevişin. Biz de yan odada sevişiyor olacağız, bişey olursa söylersiniz.
Oğlan Babası: Ben bu tipsiz karıyla sevişmem. Yok mu ekstra bi kızınız?
Kız Babası: Yok.

Yazı bittiğinde “Bratsch – Tekez” çalıyordu.

Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi

 Yorumunu ekle

15 yorum yapılmış bu güzide postaya

  1. Recep Hilmi Tufan Der ki:

    Baştan iyiydi de en sonda bozuldu. Ne bileyim sonu bana pek komik gelmedi yâni…

  2. Deli Profesör Der ki:

    Hocam ben böyle eleştiriler duyunca kalbim sıkışıyo boğazımda bişeyler düğümleniyor sanırım blogculuğu bıraksam daha iyi :D Benim devrim bitti gari :D

  3. Recep Hilmi Tufan Der ki:

    Yok gerdekten sonrası kötüydü sadece :) Büyük bir şey değil :) Şahsî fikrim zaten :)

  4. onurr Der ki:

    Evet ya böyle eleştiriler çok koyuyor adama :D

  5. Deli Profesör Der ki:

    Yok hocam üretkenliğim bitti. Biri beğenmezse kimse beğenmez :D

  6. onurr Der ki:

    Tüh be tam da WordPress’e geçireceedik seni :D

  7. Anonymous Der ki:

    kafadan böyle bir yorum görünce insanın okuyası gelmiyor

  8. Deli Profesör Der ki:

    Hocam iyi de hadi o okuyup beğenmedi. Siz yazıyı okumadan önce yorumu mu okuyorsunuz :D Vallaha iyice iştahım kaçtı.

  9. Recep Hilmi Tufan Der ki:

    İyi ki bir eleştiri de bulunduk. Millet okumamak için bahane gösteriyor onu…

  10. Cevval Portakal: Der ki:

    Valla hocam ben komple okudum şimdi yorumlara bakıyorum da, eee madem dürüst ve yapıcı oluyoruz @recep’e katılmadan edemeyeceğim. Hani bu uzunlukta bir diyalog farklı bir yere taşınsa iyi olurdu bence de.
    Daima absürd de monoton olmaktan kurtulamıyor haliyle.

  11. Deli Profesör Der ki:

    Napak s.çtık bi kere :D

  12. kubio Der ki:

    okurken keyif aldım :) Güzel kurgu…

  13. MERKEZ BURASI Der ki:

    yazının talihsizligi direk olarak recep!:D önyargı oluşturmuş insanlar da! (Bence bunda recepin bilinç altında evlilikten korkması yatıyor:P) yapmasana recep’im böle şeyler biraz pozitif (+) ol! :D yoksa abartıldıgı kadar da kötü degil sadece alışılan gibi süper olmamış o kadar! (Motive etme çalışmaları – Sondaj 1-0-6)

  14. Recep Hilmi Tufan Der ki:

    İyi aman ya bundan sonra olumsuz hiç yorum yazmam artık :)

  15. Deli Profesör Der ki:

    Bu yazıya karşı ufaktan da olsa olumlu birkaç tepki almam yine özgüvenimi yerine getirdi sağolun. Umudunu geri kazanan milli takım gibi oldum :D

Anlat derdini Marko Paşaya