Leopar Desenli Taytların Dönüşü

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Steel PantherTüm Türkiye’yi kucaklamak isteyen, veyahut bunu yapabilecek kucak kapasitesine sahip olduğunu söyleyen siyasetçilerimizin yanında, işi bir seviye daha ileri taşıyıp “Tüm Türkiye’yi bacak omuza alacağım“,”Tüm Türkiye’nin g.t deliğini genişleteceğim iddiasında bulunan politikacılarımız da mevcut. Tabii ki bu tarz cümlelerin alt metninde yatan “Kürt Türk ıvır zıvır ayrımsızcılığı“nı hesaba katmak yerine terminolojinin sanki illa ki birinci anlamı üzerinde gidilecekmiş gibi apolitik genç güruhlarımız oluşuyor. Sen alma, öbürü almasın, e kim alacak bu Türkiye’yi kucağına? Sonra elin yabancısının dizlerinin üstünde mi hoplayalım illa ki diyip, kendimizi artık “Ankara’da bir at, mecliste 500 gavat” sözündeki gavatlara bırakmalıyız. (Tabii bu anonim sözün eski kırat zamanlarında ortaya çıktığını düşünüyorum, şu anki parlemento dizilimine göre kırat olmaz da başka bi uyak uydurursun.)

Din birliği, dil birliği, tokmak birliği, kültür birliği, efendime söyliyim bunlar hep birinden biri eksik olduğunda diğerlerinin de artışını skerten değerler. Görüyorsunuz sevgili okurlar, adeta kendi ülkemiz içinde kendi insanlarımız çoklu kutuplarda. Herkes kendi içindeki alter egosunun haçlı seferine karşı yahudi ya da müslüman birliğini gönderiyor. Dil birliği diyince “Hah French Kiss oh yes” diyip karşısındakinin gırtlağına yumulan ibişler var ki düşünün hele sonuna kadar “French” olan öpüşme çeşidiyle hangi dilin neredeki birliği bu?

Toplumsal yaşantı içinde herhangi bir nosyonun erozyona uğraması, bir anlamda o ülkeyi komple olarak dinden kitaptan, kendisine sunulan tek menülü yemek ziyafetinden uzaklaştırıyor ve ortaya adeta kültürler cümbüşü çıkıyor, ki biz böyle bişeyi istemiyoruz. Kesinlikle tek tip insanlar olup, müslüman ve safkan Türk olmayan, hadi Türk ve müslüman olsa bile bunun gereklerini yerine getirmeyen bütün insanları yurdumuzdan ihraç etmemiz en mantıklısı gibi gözüküyor.

Bakın görüyorsunuz sevgili okurlar, her paragrafta konunun derinine, bu aramızdaki kardeş kavgasının G noktasına biraz daha iniyorum. Delip deşerek değil ama, sıvazlaya sıvazlaya. Önce don üstünden girdik, şimdiyse kol görünmez durumda. Ama dikkat, bir anda sokmadık, okşaya okşaya, ürkütmeden soruna ulaştık. Demek ki bir şekilde istenilince uzlaşma toplumu olunabiliyormuş.

Peki deep down inside dediğimiz, hatta Samoa Mozambikçesi’yle “Torrake yomciak soket” de diyecebileceğimiz, mevzubahis derinliklerinde ben, elimde el feneriyle gezip de bir elimi de uzaklarda herhangi bir araç veyahut gemi ararmışçasına elimi alnıma götürüp de gözlerimi kısarak uzağa baktığımda hiçbirşey görmeyip de ayağımın dibine baktığımda ne gördüm dersiniz? Evet, sorunun kaynağı müziğimizdeydi. Zaten her konuda faşizan bir tutum sergileyen ben, herşeyden önce toplumumuzu bozan asıl şeyin bu olduğunu farkedememiştim.

1970′ler bloğunda ünlü Türk rockerlarımız Ferdi Tayfur, Hakkı Bulut ve Orhan Gencebay’ın altın yıllarındayken hepimiz mutluyduk, ilim ve de irfan içindeydik. Kişi başına düşen mutluluk hissesi, Yeşilçam’da bir günde çekilen film sayısından daha fazlaydı, o derece. Fakat sonraları toplumsal beraberliğimizi çekemeyen bir takım yabancı mihraklar, yurdumuza zaman makinesiyle 10 sene öncesinden gelip, 60′larda aranjeli ve hatta alt metninde ırkçılık taşıyan pop müziğini soktu. Evet, sevgili okurlar şu an şaşırdığınızın farkındayım, çünkü hiçbiriniz 70′lerde ortalığın güllük gülistanlık olduğunu hatırlamıyorsunuz. Çünkü yüksek uzaylı Amerikan teknolojisi bizim gerçek geçmişimizi alternatif bir durumla, yani ülkemize pop müziğin girdiği, her değerin 15 saniyede tüketilği bir alternatif ülke durumuyla değiştirdi. Fransızların “Kes köse le ööeeeğ dö laa vööğr” tınılı şarkılarının Türkçe aranjeleriyle gavurlaştırıldı bu toplum sevgili okurlar.

Size şöyle söyliyim, hani diyoruz ya Amerika diğer ülkelerin ışıldamaya başlamış değerlerini alıp, onlardan daha güzel parıldatıp dünyaya bir güzel satıyor diye. İşte şimdi şok olmaya hazır olun. Değiştirilmemiş geçmişimize ait yazılı belgelere ben yakın zaman içinde bir adet uranyum çubuğunun içine rulo yapılmış halde buldum Höyükbaşı’ndaki kişisel kazılarımda. Yani göreceğiniz üzere Greenpeace ismini verdiğimiz toplum gelişme düşmanı Amerika uşakları da yoktu gerçek geçmişimizde. Belgede orjinal metniyle şöyle yazıyordu. “In cold December of 1912, Ferdi Tayfur, Hakkı Bulut and Orhan Gencebay found a new genre. Yeah is’t fucking metal and kicks your ass!!!” İşler adeta çok çok daha garipleşmişti sevgili okurlar. Beni dumurize tavırlar içine sokan iki durum dikkatimi çekmişti. Birincisi Ferdi, Hakkı ve Orhan triosu hiç yaşlanmıyordu. Bu durumda bebek cenini yiyerek genç kalma yöntemini Tom Cruise bizden çalmış olabilir. İkincisi ise metal, rocktan önce bizim topraklarımızda keşfedilmiş ve sonraları belki de Hıncal Uluç gibi moruklar tarafından fazlaca sert bulunarak rock, alternatif rock, boy band rock gibin alt türleri çıkarılmıştı. Dur lan bi de üçüncüsü var. Bu metine göre biz İngilizce’yi de İngilizler’den evvel keşfetmişiz. Ben de niye bu kadar ülkecek sempati duyuyoruz bu dile diyordum hele.

Görüldüğü üzere dünyadaki icat edilmiş şeylerin belki de tamamını icat eden ülkemiz insanı, hatta belki de Amerika’nın bile zaman makinesini icat edip de sonra ona kaptırdığı için geçmişini kaybeden yurdum insanının kardeş kavgasının, ırk kavgasının, kültür ve ekmek kavgasının kaynağı buydu. Bir Deli Profesör atasözü der ki “Kaliteli müzik dinleyen insanların düşünceleri de aynı paralellikte kaliteli olur.” Geçmişimizin hangi aşamaları kim bilir kaç kere değiştirildi şu an emin değilim, kazı çalışmalarım sonucu başka değerlere ulaşacağım, ama insanlarımızın uzun yıllar boyu Demet Akalın, Serdar Ortaç, Boys Anılar, Cankan, Ajdar gibi şarkıcı müsvettelerinin milyonlarcasına birden televizyon ekranının radyasyonu kombosuyla maruz kaldığını görüyoruz. İnsanlarımız mallaşmış durumda. Artık kimse metal dinlemiyor, dinleyenlerse bu türü dejenere eden concon labunya tabakasından başkası değil tabi ki.

80′lerde hair, glam ve heavy metal Kayseri’de keşfedildiğinde köylümüz tarlada, dağda bayırda eşşek skmek yerine bu müzik türlerinin isyankarlığı, mizahı ve leopar desenli gay elbiseleri nedeniyle daha yaratıcı oluyorlardı. Çok üzücüdür ki o zamanlardan icatlarımız arasında elimizde, avucumuzda kalan tek şeey leopar desenli elbiseler oldu ve bu elbiseler sayesinde Ahu Tuğba Yeşilçam’da epey akılda kalıcı bir yer edindi.

Amerika, türü kendisi icat etmiş gibi tüm dünyaya yutturdu ve uzun saçlı, gay giyimli bu abileri kendi bünyesinde yıllar içinde yok etti. Onun yerine bi ara badibildunk yapmış kaslı metalciler devrini başlatsa da pek tutmadı. Müzik icracıları her daim uzun saçlı olsalar da müzikleri sertleşti, kalınlaştı ve şu an “İnsana versen dinlemez” diyebileceğimiz kişilerin dinlediğini görerek Amerika’da ne kadar hayvanın yaşadığını kolayca tespit edebiliyoruz.

Ülkemiz içindeki bütün bu çürümeye, insanlarımızın beyninin, içinin irinle kaplanmasına dayanamadım ve Portakallı Ördeği ülkemize ithal eden Kenan Evren’mişçesine, ülkemize hair ve heavy metali getirmek için kolları sıvadım. Artık tayt giyen, makyaj yapan ama aslında sapına kadar erkek olup konser sonrası groupileri tokmaklayacak türden erkekler bulması zordu ve laboratuvarımda kendi kıstaslarıma uygun şekilde üretim için 1 yıllık bir uğraşa girdim. Zamanının müziğinin üstüne daha fazla mizah, daha kaliteli lirik yeteneği, daha çok gay hareketi ve aynı zamanda enstrümanları cinsel organ gibi kullanma yeteneği kattım. Lirik ve mizah yeteneklerini oluştururken örnek aldığım iki grup vardı. E hep onlar bizden çalacak değil ya, Massacration ve Spinal Tap’in 10 katı gücünde lirik yazan heavy metalcilerim karşımda ve sahneye çıkmaya hazırdı. Servis öncesi üstlerine glam, hard rock soslarını da dökmeyi unutmadım tabii.

İlk önce Metal Skool ismiyle 15 dakikada bir deneme albümü oluşturduk. Açıkcası isim beni pek sarmayınca şu Leopar deseni kafamda kaldığı için grubun adı “Steel Panther” olsun dedim ve grubu müzik konusunda ülkemizin yüz akı partisi MHP gibi faşizan yaptım (Müzik Faşisti). Liriklerinin içinde alttan üstten metal ve hard rock harici müzik yapan herkese bol bol giydirttim, dinleyenlere de apayrı soktum çıkardım. Müzik konusunda faşistlik nasıl olur diyorsanız “Death to all but Metal” (Metal harici bütün müziklere ölüm, Seferoğulları’na ölüm) isimli şarkılarındaki “Fuck the Goo Goo Dolls, they can suck my balls. They look like the dogs that hang out at the mall.” şeklinde başlayıp devam eden sözlere bakabilirsiniz. Korn gibi kolpadan MTV’ye, sektöre laf edip de sonra MTV’nin g.tünü yalayan bir grup asla değil Steel Panther. “Kaliteli gruplar kendi reklamını kulaktan kulağa yapar.” isimli Çin atasözünün tam anlamıyla birebir örneği.

Şarkı sözlerinde çoğu zaman mokarı vermekten sıkılmayan, fahişe buldu muydu kesenin ağzını sonuna kadar açan insanların hikayeleri yer alıyor. Çoğumuzun kıskanç sevgililere demek istediği sözleri bile söylettim onlara. Community Property şarkısındaki “My hearts’s belong to you, but my cock is community property” sözlerini duvara asmayıp da nereye asacaksınız sevgili okurlar? Hatun kısmısının evlenir evlenmez gözünün önüne koyulması gereken bir söz ki sonra başkasıyla kucak kucağa görünce olayın sebebinin farkında olsun.

Grup kırıyor döküyor, skiyor sıvazlıyor belki evet. Ama bütün bunları saygı sevgi çerçevesinde yapıyor. Taşşaklarını yalatsalar da, bageti, gitarı ski gibi kullansalar da sıra Def Leppard’a, Mötley Crüe’ya geldi mi şapkalarını çıkarıyorlar. “Gerçek müziği yapan abilerimize emir terakki evelallah” dedirtecek kadar da hörmet sahibi yaptım ben bunları. Bir albüme 80′lerden katılabilecek ne kadar güzellik varsa kattırmaya çalıştım. Şişko kıza adanan romantik şarkıdan tutun da striptizci kıza duyulan içli hislere kadar.

Bu yazıyı asıl yazmamın sebebi de aslında Steel Panther’ın liriklerde gösterdiği mizahın belki de 2-3 katını kliplerinde göstermiş olması. Fat Girl (Thar She Blows) ve Death to All But Metal şarkıları klibiyle birlikte izlendiğinde uzun süreli ağız açık gülme yüzünden çene kilitlenmesine sebep olacak derecede. Tamam, albümü de paylaşacağım, zaten bu kadar lafın üstüne albümü de klibi de bulursunuz ama Allah ne verdiyse buraya da eklemek istiyorum. Grup hakkında bunca kelamıma rağmen tereddütünüz varsa, önce “Death to All But Metal” sonra Fat Girl kliplerini izlediğinizde bu alametifarikanın bütün şarkılarını sözlerini sindire sindire dinleyip, büyük ihtimalle ezberleyecek, hatta çoğu şarkının içindeki sözleri alıntılayıp duvarınıza asacaksınız. Kalite bu demek sanırım. Çoğu müzik yapan insan da fuck cock suck kelimelerini kullanıyor, bunlar da kullanıyor ama çok sağlam yerlerde kapak mahiyetinde kullanıyorlar ki sözlerdeki zekaya hayran kalınıyor.

Bu ülkeye ve bu dünyaya artık bozulmuş düzeni eski haline getirmek için böylesine “Taşşaklı” bir grup şarttı ve misyonun henüz yeni başladığını söyleyebilirim. Dünyada yeterince insanın kulağına ulaştıktan sonra yeni bir albümle uranyumun içinde yazılmış bilgilerden şu an duyduğunuz ve daha duymadığınız (Hepsini söylersem yeni albümü almazsınız) bütün gerçeklere maruz kalacaksınız ve işte o zaman o zaman makinesini Amerika’lıların g.tüne sokup ötekileştirililen Hakkı, Ferdi, Orhan Trio’muz ile müziğimizin altın çağını hep beraber yaşayacak, geçmişteki hataları yok edeceğiz ve yeniden dünyanın tek gücü olacağız. Hatta dünya Türk olursa o da fena olmaz. Her neyse, 80′lere böyle güzel bir albümle yeniden dönmek gerçekten çok güzel. Aşağıdaki klipleri göremiyorsanız buradan yasak delici programı bir defalığına kurup, sonsuza kadar izleyebilirsiniz.

Buradan da albümü indirebilirsin. (Yemek tatmak helal.)

Yazı bittiğinde “Steel Panther – Community Property” çalıyordu.

Bu yazılar da üsttekini andırıyo gibi

 Yorumunu ekle

16 yorum yapılmış bu güzide postaya

  1. fasulyeden Der ki:

    ya saçmalık ama içimden fav +5 filan yazmak geldi.. yorgunluktan herhalde :) moda içeriği beklemiyordum elbet bu başlıktan.. ama beynindekileri blog posta çevirirken gösterdiğin performansında takipçisi ve takdircisiyim.. bi çeşit şak şakçı bi yorum bu idare et.. bir like buttonun olsaydi şimdi bunları saçmalıyor olmayacaktım sanırım.. :)

  2. Deli Profesör Der ki:

    Yazı başlığı cidden “Paris moda haftasından sizlere bildiriyorum” kıvamında olmuş :) Filmlerde 4 ayrı kişinin hikayesi finale doğru tek noktada birleşir ya, şimdi yazıyı çöyle bi okudum bu yazı da onun gibi olmuş aynı. Alakalı alakasız bi ton mesele birleşip finali hazırlamış :) Blogculuk zaten can çekişiyor, yorum falan hak getire, bi de like butonu koyduk mu kapatıp gidelim :P Böylesi daha iyi. Övgüden kimseye zarar gelmez, çok teşekkür ederim :D

  3. RUDOLF Der ki:

    Garip bir yazım tarzın var. Aslında bi bok anlatmıyorsun ama çok şey anlatıyosun. Şey gibi yani..
    nereden geliyorsun?
    -philadelphia
    nereye gidiyorsun?
    -philadelphia

  4. Deli Profesör Der ki:

    Rudolf bu senin için: http://ff.im/h0DmT

  5. ekubio Der ki:

    iyi geceler Ali
    damı damına 4buçuk aydır blog yazmamışsın. de hadi yeter artık :lol:

  6. kocamı_uyuttum_geldim Der ki:

    ”Toplumsal yaşantı içinde herhangi bir nosyonun erozyona uğraması, bir anlamda o ülkeyi komple olarak dinden kitaptan, kendisine sunulan tek menülü yemek ziyafetinden uzaklaştırıyor ve ortaya adeta kültürler cümbüşü çıkıyor”
    bu cümleyi sık’Ç’sam çıkaramam ben. o erkenden olgunlasan, içinden methiyeler fışkıran beynindeki 24 harf nasıl bir armoniyle cool jazz tarzı salınıyor ki böyle delice yazabiliyorsun anlamıyorum. alt dudak üst dudagın üzerinde kaşlar yukarıda selamlıyorum seni.
    bu seferki yazını göz ucuyla okumaya çabaladım bibok anlamadım tabii ama deseni bile güzel. eline beynine sağlık.

  7. Nenerede Der ki:

    Super bir grup harikalar.. severim muzüklerini..

  8. iddaa Der ki:

    Millet vekillerinin hakettiği sözleri söylemişin tebrikler….

  9. kadir Der ki:

    ilginç bir yazı olmuş :) )) :grin:

  10. peyam Der ki:

    Super bir grup. severim.

  11. serdar ilgin Der ki:

    Millet vekillerine iyi yapıştırmışın bravo :)

  12. AhmeD Der ki:

    Bu grubu severim. Müziklerini severek dinLerim..

  13. birdüşman Der ki:

    Yıllar varki hasretim o, o gül postlarına.

  14. Murat Yücel Der ki:

    Mazot 1 TL. olacak, eşekler için ana yasa yazılacak, Ferdi- Orhan eş başkanlığında evreni ayağa kaldırırız. Hüloğ.

  15. Volkan Atabey Der ki:

    bu yazı bir harika dostum :) )

  16. Levent Yıkılmaz Der ki:

    Paylaşımınızı keyifle okudum, takibinizde olacağım, :) Teşekkür ediyorum.

Anlat derdini Marko Paşaya