Arşiv: Nisan, 2008

Ayın Tavsiyesi : Google Hikayesi

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Size bir gerçek hakkında bahsetmenin zamanı geldi.Bunu yapmak istemezdim,ama siz kaşındınız.Evet yoldaşlar,Google gökten zembille inmedi.Diğer girişimciler gibi,Metallica (-Metallica girişimci midir?Olsa da uydu,olmasa da uydu.) gibi,garajdan (-Garaj da aslında işin mecazi anlamı zati) başladılar hayatlarına.Yokluk içinde,parasızlık içinde,ellerindeki tek şeyle,inançla kurdu Sergey ve Larry Google’ı.

Google üzerine yazılan çizilen herşey acayip derecede ilgimi çeker.İş aşırı finansal noktaya bile kaysa,onların hikayelerini dinlemek bana bir ninni gibi geliyor adeta.Gençler için her açıdan büyük bir ilham kaynağı.

Geçenlerde kardeşim elinde 400 sayfalık (-Aslında 8 sayfası daha var fazladan ama yuvarlamak istedim.) bu kitapla geldi.Üzerinde Google Hikayesi yazıyordu.Tabi kitabın adını görür görmez ağzım sulandı.Beynime Google ile daha çok bilgi gireceği için içim içime sığmıyordu.Kitabın kapağı da aynı Google gibi sadeydi.Yani bu adamın Google hakkında yazdıklarına inanırdım,çünkü gerçekten Googlevari bir kapak kullanmıştı.

Kitap içerik olarak Google’ın ilk yıllarından başlayarak,şimdiki görkemli yıllarına kadar geçirdiği evreleri anlatıyor.Aslında büyük bir çoğunluğu Google’ın büyüme aşaması ve bizim göremediğimiz arka plan üzerine kurulu.Larry ve Sergey’in kurdukları başka arama motorlarından (bkz. BackRub) tutun da ceplerindeki son paraya kadar herşeyi serverlarına harcamaları.Ee,kolay değil tabi bu işler.Zamanında server kurabilmek için sağdan soldan döküntü parçaları toplayıp bilgisayar yapmışlar,yılmamışlar.Sorarım size,bu özveri değildir de nedir?

Google fikrinin ana kaynağını bazılarınız biliyor,ama çoğunuzun bilmediğini düşünüyorum.Larry Page isimli manyak bir gün “Ben bütün interneti bilgisayarıma indirsem ne kadar sürer? acaba diye düşünmüş ve ardından,indiremeyeceğini farkettikten sonra,”Ulaşılabilmesini daha kolay hale nasıl getiririm?” haline getirmiş düşüncesini.Öyle ki bu tutku,önceden birbirinden hoşlanamayan iki kişiyi,yani Larry ve Sergey’i bir araya getirmiş.Sonra bir arada geçirdikleri zamanlarda,gerçekten de oldukça fazla ortak yanlarının olduğunu görmüşler.

Google’ı şirketleştirmek için birçok risk sermayecisine başvurmuşlar,aşındırmadıkları kapı kalmamış.Tabi çoğu işadamına reklamsız,tertemiz bir arama motoru mantıksız gelmiş,ama geleceği gören insanlar da çıkmış ve yardımlarını esirgememişler.Kitapta bunun gibi pek çok finansal kurulum sorunlarından ve yönetici alımı hikayelerinden bahsediliyor.Google ile her konuya değiniliyor aslında.Baştan sona kadar bu kitabı dikkatlice okuduğunuzda Google ve Google’cı çocuklar hakkında gerçekten sağlam bilgilere sahip olacaksınız ve ürettikleri her yeni hizmete daha fazla tapacaksınız.

Yazı bittiğinde “Jeff Beck – You Never Know” çalıyordu.

Red Hot Chili Peppers – Unpublished Songs

Bunu,alttakini ve ondan sonrakini yazan Deli Profesör

Benim rock müziğe saygı duymamı,ona aşık olmamı sağlayan yegane gruptu Red Hot Chili Peppers.Şarkılarında içerdiği eser miktarda mizah ve geyik aroması beni çılgına çeviriyordu.Onlarla tanıştığım andan sonra müzik görüşüm,hayatım değişti.Dolayısıyla bende büyük değişiklikler oldu.

Bu grup hakkında bahsedilecek şeyler hem çok,hem de çok az.Zaten herkes bu mükemmel insanları tanıdığı için pek çok kurduğum kelimenin olağan olduğunu düşünüyorum.Yaptıkları işleri,atlattıkları badireleri anlatsam satırlar yetmez.Grubun en sevdiğim özelliğiyse,bazıları tarafından bittiği iddia edilen “Punk Ruhu” nu sürdürüyor olmaları.Sex Pistols ve Iggy Pop onlara yol gösteren en önemli isimlerdi her zaman.

Grup 1983‘te Anhony Kiedis,Flea,Hillel Slovak ve Jack Irons tarafından kuruldu.Piyasada öne çıkıp,güzel müziğini icra edebilmenin gerekliliğinin farklılık olduğunu biliyorlardı ve bu yüzden yıllarca gay numarası yaptılar,sansasyonel sahne şovlarına imza attılar.Özellikle şu sadece pipilerinde çorapla çıktıları sahne olayı en olağandışı şovlarıydı.Girdikleri punk hayatı yüzünden uyuşturucuya bulaşan elemanlar daha sonra yıllarca uyuşturuyla boğuşmak zorunda kaldılar.Özellikle 1988 yılında gitarist Hillel Slovak’ın aşırı dozdan ölmesi grubu fazlasıyla sarstı.

Hiçbir zaman düşüşe geçmediler.Sürekli bir yükseliş çizgisi içindeydiler.Yalnız ne yalan söyleyeyim,şimdiki albümlerinden önceki iki albüm,Californication ve By the Way beni gerçekten korkutuyordu.Bu iki albüm çok güzel olduğu kadar,grubun olgunluğunun,durulduğunun da simgesiydi sanki.Stadium Arcadium‘u kanlı gözlerle beklerken hep nasıl bişey çıkacağını düşünüyordum.Ama Red Hot beni yanılttı ve -yine- dinlediğim en mükemmel albümlerini çıkardılar.Funk’ı,punk’ı ve rock’ı o kadar güzel harmanladılar ki vakti zamanında 800 kere dinledim Stadium Arcadium’u da.

Sonra bir gün sitenin birini kurcalarken elime bir albüm geçti.”Nası yani?” dedim,demedim değil.Red Hot Chili Peppers’ın kariyeri boyunca albümlerinde sunmadığı şarkılarından oluşan bir albümdü bu.”Amaaan” dedim,”Madem sunmamışlar,en fazla vasattır.” Ama dayanamadım,indirdim tabii.Red Hot beni bir kez daha kuyruk sokumu etmişti.Albümü dinledikçe şarkılara hayran kaldım.hepsi birbirinden mükemmeldi.Neden bu şarkıları albümlerine eklemediklerine bir türlü anlam veremedim doğrusu.Size şöyle söyleyeyim,Red Hot’ın en sevdiğim şarkısı bu albümde.Eskimo‘yu mu desem,yoksa Gong Li‘yi mi?Out of Range‘i mi,yoksa Sikamikanico‘yu mu?Valla bu albümü dinlediğimde altın madeni bulmuş bi hımbıl kovboy kadar mutluydum.Bakalım zuladan bişeyler akacak mı önümüzdeki yıllarda.

MUHTEVİYAT : 1.Body Of Water , 2.Bunker Hill , 3.Eskimo , 4.Fela’s C*ck , 5.Gong Li , 6.How Strong , 7.Let’s Make Evil , 8.Melancholy Mechanics , 9.Millionaires Against Hunger , 10.Out of Range , 11.Rivers of Avalon , 12.Rollercoaster of Love , 13.Search & Destroy , 14.Sikamikanico , 15.Slowly, Deeply , 16.Someone , 17.Stretch , 18.Teenager in Love , 19.Time

NE YALAN SÖYLİYİM,YERİNİZDE OLSAM BURAYA TIKLAYIP ŞİMDİYE KADAR 80 KERE İNDİRMİŞTİM BU ALBÜMÜ.

Yazı bittiğinde “John McLaughin – My Foolish Heart” çalıyordu.